Duygu Kocabaylıoğlu
Filmler
Diziler
Programlar
Geri dön
1,0
30 Ocak 2012 tarihinde eklendi
Film hakkinda yakin zamanda Engin Altan'in sinema elestirmenlerini hedef alan bazi sözleri yeniden çok konusulur oldu. Yeniden gündeme gelmisken filmin görüntü yönetmeni Ugur Içbak ile sadibey.com sitesinde yapilan bir söylesiyi ve yorumlarimi paylasmak istiyorum :

http://www.sadibey.com/2012/01/21/engin-altanin-yorumlari-bazi-kose-yazarlarina-cevap-niteligindeydi/

Dogruya dogru Ugur Içbak hocayi pek severim. Kendisinden aldigim kisacik derslerde bile isine ne kadar tutkuyla bagli bir sinemaci oldugunu hemen anliyor insan.
Fakat Anadolu Kartallari'ni savunurken, Engin Altan'in oklarini Ugur Cebeci 'nin su yazisina yönelttigini söylüyor : http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19177913.asp Ben de diyorum ki Cebeci'nin yazisinda bahsettigi havacilik detaylarini biz siradan seyirciler ya da yazarlar olarak bilmeyiz, bilmemiz de gerekmez. Sinema bir kurgudur, Ugur hoca yerden göge kadar hakli. Taksim'de evden çikarken gösterdigin karakter "hadi sahilde kahvalti edelim" der ve Sariyer sahilinde bir çay bahçesi çekimine gidersin.

Bize ne Dumlupinar mi, Çigli armasi mi tasiyorlar? ben seyirci ya da elestirmen olarak filmin oralarinda zaten hiç degilim. O zaman doktorlar da medikal dramalari elestirmeye kalkarsa vay halimize. Filmin senaryosunun aksadigi nokta senaryo çatismasina kadar bile gelemiyor maalesef. Durum öyküsü de anlatabilirsin pekala ama derli toplu bir anlatim dili kurgulaman lazim.

Ugur hoca hava kuvvetleri ekipleriyle saatlerce toplanti yaptiklarini söylüyor. Biz de diyoruz ki bu kadar emek varken keske ayni özen senaryoya ya da oyuncu yönetimine de gösterilseydi ve ortaya her yönüyle dört dörtlük bir film çiksaydi.

Filmin rakamlarla gösterilen "gise basarisi" da halkin milliyetçi duygularina dokunuyor olmasindan kaynaklaniyor. Gencecik çocuklar orduya gönül vermisler, film bunu bas bas bagirmasa da gayet iyi bir hava kuvvetleri propagandasi yapiyor; hava kuvvetleri hakkinda tek kare/kelime olumsuzluk yok. Ve biz milliyetçi duygularla ask öyküsü anlatan filmlere bayiliriz. Yoldan geçen 10 kisiden 9u senaryo çatismasi lafini en azindan teknik olarak bilmez, pratikte "öykü biraz havadaydi ama olsun"der geçer. Çünkü ona göre seyrettigi sahnelerde görsellikle sinema zaten olmustur. Peki görsellik zaten olmusken, hikayenin en basit tabirle es geçilmesi reva midir? Anadolu Kartallari'na gise yaptiran halkimiz görmezlikten gelebiliyor diye sinemadan anlayan 3-5 "kendini bilmez, densiz" olarak biz de mi görmezden gelelim?

Her seye ragmen Ugur hocanin emegine saygiyla sapka çikartiyorum ama bu filmin olmamisligini oldurmuyor maalesef...