Daniel Brühl, 16 Haziran 1978'de İspanya'nın Barselona şehrinde, Almanya ve İspanya kökenli bir aileye mensup olarak dünyaya geld. Almanya'nın Köln şehrinde büyüyen Brühl, İspanyolca, Almanca, Katalanca, Portekizce ve Fransızca gibi birçok dili konuşarak yetişti. Köln'ün en eski okulu olan Dreikönigsgymnasium'a devam etti. Babası Hanno Brühl, Alman bir TV yönetmeni, annesi Marisa González Domingo ise İspanyolca öğretmeniydi. Farklı kültürler ve dillere erken yaşta maruz kalması, oyunculuk kariyerini büyük ölçüde etkiledi. Brühl'ün oyunculuk kariyeri, genç yaşta Alman televizyon ve filmlerinde aldığı rollerle başladı. İlk çalışmaları arasında 1995'te TV filmi "Svens Geheimnis" ve pembe dizi "Verbotene Liebe" yer alır. "Das Weisse Rauschen" (2001), "Nichts Bereuen" (2001) ve "Vaya con Dios" (2002) filmlerindeki rolleriyle önemli bir tanınırlık kazandı ve En İyi Erkek Oyuncu dalında Alman Film Ödülü'nü kazandı. Brühl'ün esaslı büyük çıkışı ise, Alex Kerner rolünü oynadığı ve ona Avrupa Film Ödülü ve bir başka Alman Film Ödülü kazandıran eleştirmenlerce beğenilen "Good Bye, Lenin!" (2003) filmiyle geldi. Brühl'ün uluslararası tanınırlığı, Quentin Tarantino'nun "Inglourious Basterds" (2009) filminde Fredrick Zoller'ı canlandırmasıyla arttı. "The Bourne Ultimatum" (2007), "The Fifth Estate" (2013) ve "A Most Wanted Man" (2014) gibi filmlerdeki rolleriyle küresel itibarını pekiştirdi. Özellikle "Rush/Zafere Hücum" (2013) filminde Niki Lauda'yı canlandırması, ona eleştirmenlerden övgü ve BAFTA ve Altın Küre adaylıkları da dahil olmak üzere birçok ödül ve adaylık getirdi. Daha sonra Marvel Sinematik Evreni'ne "Captain America: Civil War" (2016) filminde Zemo rolüyle katıldı ve bu karakteri Disney+ dizisi "The Falcon and the Winter Soldier" (2021) dizisinde yeniden canlandırdı. Son yıllarda Brühl, farklı türlerdeki işleri ile öne çıktı; The Alienist" (2018–2020) dizisinde rol aldı ve bir Altın Küre adaylığı kazandı. İlk yönetmenlik denemesini ise Berlin Uluslararası Film Festivali'nde prömiyer yapan "Next Door/Karşı Komşu" (2021) filmiyle yaptı. Senaristliği ve başrolünü de sırtladığı bu filmin akabinde Kingsman: Başlangıç (2021), Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (2022) ve Race to Glory - Audi vs Lancia (2024) gibi projelerde kamera karşısına geçti. Brühl'ün farklı kültürler ve dillerde karmaşık karakterleri canlandırabilme yeteneği, hem Avrupa hem de Amerikan sinemasında önemli bir figür olarak öne çıkmasını sağlamıştır.