Frank Darabont, 1959 yılında Fransa'nın Montbéliard kentindeki bir mülteci kampında doğdu. Ailesi daha sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne göç ederek önce Chicago'ya yerleşti ve Darabont beş yaşındayken Los Angeles'a taşındı. George Lucas'ın "THX 1138" filminden etkilenen Darabont, gençlik yıllarında sinemaya ilgi duydu. 1977’de Hollywood High School’dan mezun oldu ama üniversiteye gitmedi. Hollywood'daki Grauman's Egyptian Theatre'da çalışırken yazarlık yeteneklerini geliştirdi.
Darabont'un film yapımcılığına girişi çeşitli filmlerde yapım asistanı olarak görev almasıyla başladı. Stephen King'in "The Woman in the Room" adlı öyküsünden uyarlanan ilk kısa filmini yazdı ve yönetti; bu film ona tanınırlık ve King'le yakın bir ilişki kazandırdı. Kariyerinin başlarında Chuck Russell ile birlikte "The Blob" ve "A Nightmare on Elm Street 3: Dream Warriors" gibi projelerde çalıştı. Darabont'un ilk yönetmenlik denemesi 1990 yılında televizyon filmi "Buried Alive" ile gerçekleşti.
Darabont’ın esaslı çıkışı ise, Stephen King'in "The Shawshank Redemption" adlı romanından uyarladığı ve yönettiği Esaretin Bedeli (1994) film ile geldi. Başlangıçta başka yönetmenleri de düşünmesine rağmen, Darabont projeyi kendisi yönetmeyi seçti ve eleştirmenlerin beğenisini kazandı. Başlangıçta gişede zorlansa da film ilerleyen yıllarda modern bir klasiğe dönüştü ve Darabont’a En iyi Uyarlama Senaryo dalında ilk Akademi Ödülü’nü getirdi. Darabont başarısını bir başka King uyarlaması olan "The Green Mile" (1999) ile sürdürdü ve bu film ile 2000 yılında En iyi Film ve yine En iyi Uyarlama Senaryo dalında iki kez daha Oscar adaylığı aldı. The Shawshank Redemption ve The Green Mile filmleri ile tabiri caizse altın çağını yaşayan başarılı yönetmen ilerleyen yıllarda yine seyircilerin ve eleştirmenlerin övgüsüne mazhar olan "The Majestic" (2001) ve "The Mist" (2007) filmlerini yönetti.
2010’lu yıllarda Darabont, "The Walking Dead " (2010-2011) dizisinin ilk sezonunun yapımcılığını üstlenerek televizyona da adım attı. Ancak daha sonra showrunner pozisyonundan ayrıldı. "Mob City" (2013) televizyon dizisi de dahil olmak üzere çeşitli projeler üzerinde çalışmaya devam etti. Karşılaştığı zorluklara ve aksiliklere rağmen Darabont, hikaye anlatma becerisi ve sinemaya katkılarıyla tanınan, sektörde saygı duyulan bir figür olmaya devam etmektedir.