Wes Anderson olarak bilinen Wesley Wales Anderson, 1 Mayıs 1969'da Houston, Teksas'ta doğdu. Annesi Ann Anderson emlakçı ve arkeolog, babası Melver Leonard Anderson ise reklamcılık ve halkla ilişkiler alanında çalışıyordu. Anderson iki erkek kardeşle birlikte büyüdü; ağabeyi Mel bir doktor, küçük kardeşi Eric Chase Anderson ise bir yazar ve sanatçıdır. Anderson'ın film yapımına olan ilgisi çocukluğunda babasının Super 8 kamerasıyla sessiz filmler çekerek başladı. Houston'daki St John's School'a devam etti ve daha sonra 1991 yılında Austin'deki Texas Üniversitesi'nden felsefe lisans derecesiyle mezun oldu ve burada gelecekteki iş arkadaşı Owen Wilson ile tanıştı. Anderson'ın film yapımcılığı kariyeri, senaryosunu Owen Wilson'la birlikte yazdığı suç filmi "Bottle Rocket"ın 1996'da gösterime girmesiyle ciddi bir hal aldı. Film mütevazı gişe performansına rağmen eleştirmenler tarafından olumlu biçimde karşılandı. Anderson'ın Jason Schwartzman ve Bill Murray ile başrollerini paylaştığı bir sonraki filmi "Rushmore" (1998) hem eleştirel hem de nihayet finansal bir başarı elde etti ve ona En İyi Yönetmen dalında Independent Spirit Ödülü'nü kazandırdı. 2001 yılında, işlevsiz bir aile hakkında dramatik komedi türünde çektiği "The Royal Tenenbaums", Anderson'a En İyi Özgün Senaryo dalında Akademi Ödülü adaylığı kazandırdı ve o dönemde finansal açıdan en başarılı filmi oldu. "The Life Aquatic with Steve Zissou" (2004) ve "The Darjeeling Limited" (2007) gibi sonraki filmler, karışık eleştiriler almalarına rağmen Anderson'ın kendine özgü tarzını sergiledi.2010'lu yıllar Anderson’ın kariyeri açısından oldukça önemli köşe taşı yıllar oldu. İlk stop-motion animasyon filmi olan "Fantastic Mr. Fox" (2009) En İyi Animasyon dalında Akademi Ödülü adaylığı kazandı. "Moonrise Kingdom" (2012) prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yaptı ve En İyi Özgün Senaryo dalında Akademi Ödülü adaylığı elde etti. Sonraki filmi "The Grand Budapest Hotel" (2014) ise çok daha büyük bir başarıya imza atarak dokuz dalda Akademi Ödülü'ne aday gösterildi ve dört dalda ödül kazandı. Dünya çapında yaklaşık 175 milyon dolar hasılat elde ederek Anderson'ın en çok hasılat yapan filmlerinden biri oldu. Anderson'ın ikinci stop-motion filmi "Isle of Dogs" da 2018'de En İyi Animasyon dalında Akademi Ödülü adaylığı elde etti.
Anderson son yıllarda da beğeni toplayan filmlere imza atmaya devam ediyor. "The French Dispatch" (2021) prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yaptı ve Anderson'ın kendine özgü tarzını yıldızlar geçidinden oluşan toplu bir oyuncu kadrosuyla yeniden ortaya koydu. Son filmi "Asteroid City" (2023) de Cannes Film Festivali'ndeki prömiyerinin ardından olumlu eleştiriler aldı. Anderson ayrıca Roald Dahl'ın "The Wonderful Story of Henry Sugar" adlı eserinden uyarladığı ve 2023'te Netflix'te gösterime girerek En İyi Canlı Aksiyon Kısa Film dalında Akademi Ödülü kazanan kısa filmler serisini de yönetti. Oldukça üretken ve nevi şahsına münhasır bir sinemacı olan Anderson yakın dönemde Benicio del Toro, Michael Cera ve Bill Murray'nin de rol alacağı "The Phoenician Scheme" adlı yeni bir proje üzerinde de çalışmalarını sürdürmektedir.