On parmağında on marifet bulunan güzel oyuncu Carey Mulligan, 28 Mayıs 1985 tarihinde, orta sınıf bir ailenin kızı olarak Londra, Westminster’da doğdu. İrlanda kökenli ve Liverpoollu babası bir otel yöneticisi, Llandeilolu annesi ise bir üniversitede öğretim görevlisiydi. Anne ve babası 20’li yaşlarında her ikisi de otelde çalışırken tanışmıştı. Babanın işi nedeniyle Mulligan 3 yaşındayken Almanya’ya taşınan aile, sekiz yaşındayken İngiltere’ye geri döndü. Güzel oyuncunun, oyunculuğa duyduğu ilgi, 6 yaşındayken okulda sergilenen The King and I oyununda rol alan ağabeyini izlerken ortaya çıktı.

İlerleyen yıllarda tiyatroya karşı büyük bir tutku duymaya başladı. Woldingham School’da okurken tiyatro bölümünün öğrenci başkanı oldu. Oyunlarda ve müzikallerde rol alırken daha küçük öğrenciler için atölyelerin düzenlenmesi görevini yürüttü. 16 yaşındayken Kenneth Branagh’ın rol aldığı Henry V oyununun prodüksiyonunda yer aldı ve Branagh’ın performansını izledikten sonra oyunculuk kariyerine devam etme kararı aldı, Branagh’a oyuncu olma hayallerini anlattığı bir mektup yazdı.

Ailesi ise oyuncu olmasından yana değildi, ağabeyi gibi üniversitede eğitim görmesini istiyorlardı. Mulligan 17 yaşındayken Londra’daki üç farklı drama okuluna başvurdu ancak hiçbirinden olumlu dönüş almadı. Lisedeki son yılında okullarına ders vermeye gelen Julian Fellowes ile tanıştı. Bu onun profesyonel oyunculuk kariyerini başlatan hamle oldu. Fellowes’in evinde verilen bir yemeğin ardından Pride and Prejudice için seçmelere katıldı ve Kitty Bennett rolünü kazandı.

Bu rolün ardından sinema ve televizyonda çeşitli yan rollerde izleyeceğimiz oyuncu asıl çıkışını, ilk başrolü, An Education filmindeki Jenny karakteriyle yaptı. Filmdeki performansıyla Oscar Ödülü’ne aday gösterildi ve BAFTA Ödülü kazandı.

Bu filmi, The Greatest, Never Let Me Go, Wall Street: Money Never Sleeps gibi yapıtlar izledi. Aynı zamanda tiyatro sahnesinde de aktif olarak boy göstermeye devam etti. Beyazperdede daha büyük sükse yapan filmlerde yer almaya başladı.

Nicolas Winding Refn’in yönettiği Drive ile başlayan bu yükselme döneminde, Michael Fassbender ile birlikte rol aldığı Shame ve Leonardo DiCaprio ile başrolleri paylaştığı The Great Gatsby filmleri bulunuyordu. Bir diğer dikkat çeken yapım ise Thomas Vinterberg’in yeni filmi Far from the Madding Crowd oldu.