2 Ekim’de başlayacak 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nda yer alacak 10 film ve bu filmleri değerlendirecek jüri üyeleri açıklandı. Almanya, ABD, Belçika, Birleşik Krallık, Brezilya, Bulgaristan, Çekya, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, İspanya, İsviçre, İtalya, Kosta Rika, Meksika, Monako ve Rusya yapımları 10 film Türkiye’de ilk kez 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali, Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması kapsamında izleyiciyle buluşacak. Bu yıl yarışmada beş kadın yönetmenin filmi yer alıyor. Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nın jüri başkanlığını; Polonyalı yönetmen Dorota Kędzierzawska yürütecek.
Jürinin diğer üyeleri ise; Altın Küre ödülü alan ve geçen yıl festivalde 200 Metre / 200 Meters filmindeki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazanan Ali Suliman; İsveç gazetesi Dagens Nyheter’de film eleştirmenliği yapan, Venedik, Rotterdam, Torino başta olmak üzere pek çok festivalde jüri üyeliği bulunan gazeteci, film eleştirmeni Eva af Geijerstam; yazıp yönettiği ödüllü kısa filmlerinin ardından uzun yıllar Fransız televizyon kanallarında sinema bölümünde çalışan EFA, César ve Asya Pasifik Ekran Akademisi üyesi yapımcı Guillaume de Seille; Bulgar sinemasının son dönemde en çok dikkat çeken filmlerinde rol alan ödüllü oyuncu Margita Gosheva’dan oluşuyor.
Paz Fábrega‘nın istenmeyen bir hamileliğin bir araya getirdiği iki kadının dostluğunu sadelik içerisinde anlatan, duygulara ve değişen rollere hassasiyetle odaklanan filmi Aurora; Clio Barnard’ın yazıp yönettiği, müzikle sarmalanmış ve mizah dolu etkileyici bir çağdaş aşk hikayesi Ali ve Ava / Ali & Ava; Alice Rohrwacher, Pietro Marcello, Francesco Munzi’nin hem İtalyan gençliğinin ve ülkenin portresini çizdikleri, hem de küresel belirsizliğe derin bir bakış sundukları Cannes ve Toronto Film Festivalleri’nde gösterilen filmleri Gelecek / Futura, Manuel Nieto Zas'ın Cannes Film Festivali’nde Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde gösterilen, çağdaş Uruguay'ın ekonomik ve sosyal karşıtlıklarına iki adamın dostlukları aracılığıyla baktığı, sınıf ve vicdan üzerine filmi İşçi ve Patron / The Employer And The Employee; Clara Roquet’in bu yıl Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış bölümünde yarışan, iki genç kızın yaz arkadaşlığını duyarlılıkla ele aldığı, bu sırada kamerasını yetişkinlerin dünyasına çevirmeyi ve göçmen işgücüne dayalı ev içi emeğini de sorguladığı filmi Libertad; Joaquin del Paso’nun Venedik Film Festivali’nde gösterilen, kurduğu psikolojik gerilim atmosferiyle, kör inançlarla beslenen otoriter dünyanın sarsıcı bir portresini sunan ve izleyiciyi insanlık durumunun derin karanlığıyla yüzleşmeye davet eden filmi Tel Örgüdeki Delik / The Hole In The Fence; Venedik Film Festivali’nde beğeni ile karşılanan, yönetmen Teemu Nikki’nin sevdiğine ulaşmak için tehlikelerle dolu bir yolculuk yapması gereken kör ve MS hastası bir adamın yaşadıklarını anlattığı, aşkın engel tanımazlığına vurgu yapan filmi Titanik'i Seyretmek İstemeyen Kör Adam / The Blind Man Who Did Not Want To See Titanic ve Florence Miailhe’in cam üzerine çizdiği resimlerle büyüleyici bir şekilde canlandırdığı, iki kardeşin olağanüstü maceralarla dolu mücadelesiyle sığınılacak güvenli limanların birer birer yok olduğu günümüz dünyasının keskin bir portresini sunduğu ilk uzun metraj canlandırma filmi Yolculuk / The Crossing yarışmada yer alacak merakla beklenen yapımlardan.
Fred Baillif’in Berlin Film Festivali’nde gençlik ödülünün sahibi olan, gençleri koruma amacıyla inşa edilen sistemin sorunlarını açık yüreklilikle gözler önüne seren filmi Aile / The Fam ve Levan Koguashvili’nin bir çeteyle başı dertte olan oğluna yardım etmek için Tiflis’ten Brooklyn’e seyahate eden eski güreşçi Kakhi’nin hikâyesini anlattığı, Tribeca Film Festivali’nden En İyi Film, En İyi Senaryo ve başroldeki Levan Tedaishvili’ne En İyi Oyuncu ödülü kazandıran, göçmenlerin iki dünyanın da dışına düşen hayatları ve yalnızlıkları üzerine yapılan klasik filmleri hatırlatan 4. Sokaktaki Pansiyon / Brighton 4th yarışmada yer alan yılın ödüllü filmlerinden.