Hayalet, sanatta, edebiyatta ve sinemada tasvir edilen ortak bir motiftir. Kültürler arası bir fenomen olan hayaletler, insanlar için saklanma eğiliminde olduğumuz şeyleri temsil eder. Elbette, saklandığımız şey her kültürün bağlamına göre değişir. Örneğin Japonya'da bir hayaletin ne anlama geldiği, Kızılderili folklorundaki bir hayaletle aynı şey değildir. Hayaletin görevi duruma göre değişse de, hepsi ölümleriyle birlikte gizemleri ortaya çıkarma dürtüsünü paylaşıyor. Her hayalet hikayesinde, ruhsal alemi göstermek için birçok görsel mekanizma ve motif vardır. Ayna yansımaları, su kütleleri ve hatta filme alma eylemi bile doğaüstünün varlığını ima eder. Bu görüntülerin duygusal bir soyutluğu paylaşması tesadüf değil. Bize travmayı, savaş zamanını, kimlik krizlerini veya kederi hatırlatsalar da, her gün düşünmemeyi tercih ettiğimiz şeylerdir. Onlar, bastırdığımız anılar ve duygulardır. Ruhlar dünyasının dedektifleri gibi hayaletler de adaletsizlikleri ortaya çıkarmakla yükümlüdür. Kendilerine veya sevdiklerine karşı yapılmıştır. Artık maddi dünyanın üyesi değiller, geçmişi araştırırken kaybedecek hiçbir şeyleri yok. Hayaletler, bitmemiş işleri, mezarın ötesinde çözmek için doğa yasalarına aykırı davranırlar ve hepsi suç işleyen kanunsuzlar gibi davranırlar. O halde, hayalet filmlerindeki asıl korku, ölümün musallat olması ya da gölgesi değil, yüzeyin altında bastırılan şeydir. Tüm hayalet hikayeleri, kuyuya düşen bir kadın ya da antika bir oyuncak bebek hakkındaki korkulara ve oynanmış olay örgülerine dayanmaz. Dışarıda çok daha incelikli, derin hayalet hikayeleri var. İşte bunların 10 tanesi bu dosyamızda. Muhtemelen izlemediğiniz sıra dışı 10 hayalet hikayesi!
Muhtemelen izlemediğiniz 10 sıra dışı hayalet filmi