Todd Phillips'in DC bünyesinde çektiği ve Oscar ödülü ile taçlanan filmi Joker yeniden gündeme geldi. Çünkü usta yönetmen Quentin Tarantino ve başarılı isim Edgar Wright, katıldıkları podcast programında Joker'dan bahsettiler. Tarantino, özellikle filmin sonunda yer alan talk show sahnesinden ne kadar etkilendiğini anlattı.
Quentin Tarantino'nun bahsettiği talk show sahnesi, Arthur Fleck'in hayran olduğu Murray Franklin'in programına katılmasıyla gerçekleşmişti. Murray, Arthur'u oraya dalga geçmek amacıyla çağırmıştı. Ancak Arthur buna hazırlıklı bir şekilde full makyaj, kostüm ve silahlı olarak gelmişti. Tarantino o sahne hakkında şu sözleri sarf etti:
"Devasa seviyelerdeki yıkıcılık ve derinlik şuydu: Yalnızca şüpheli değil, yalnızca ilgi uyandırıcı ve heyecan verici olmakla yetinmiyor. Yönetmen, izleyiciyi yıkıma uğratıyor, çünkü Joker çıldırmış. Robert De Niro'nun talk show karakteri normal film kötü adamı değil. Pislik gibi görünüyor, ama David Letterman'dan daha pislik değil. Bir film kötüsü değil, ölmeyi hak etmiyor. İzleyiciler Joker'ı izlerken, Robert De Niro'nun öldürülmesini istiyor. Joker'ın silahı almasını, silahı gözüne sokmasını ve kafasını uçurmasını bekliyorlar. Eğer Joker onu öldürmemiş olsaydı ne olurdu? Sinirlenirdiniz. İşte bu olay devasa bir yıkımdır. İzleyicilerin kafayı yemiş gibi düşünmeleri sağlanıyor ve Arthur'un Murray'i öldürmeleri sağlanıyor. Ve bu konuda yalan söyleyecekler. "Hayır, öldürmesini istemedim." diyecekler ve tamamen büyük bir yalancılar."
Joker filmi Joaquin Phoenix'e En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazandırmıştı. Film 2019 yılında gösterime girdi. Resmi konusu ise şöyleydi: Joker, başarısız bir komedyen olan Arthur Fleck'in hayatına odaklanıyor. Toplum tarafından dışlanan bir adam olan Arthur, hayatta yapayalnızdır. Sürekli bir bağ kurma arayışında olan Arthur, yaşamını taktığı iki maske ile geçirir. Gündüzleri, geçimini sağlamak için palyaço maskesini yüzüne takan Arthur, geceleri ise asla üzerinden silip atamayacağı bir maske takar. Babasız büyüyen Arthur’u en yakın arkadaşı olan annesi Happy adıyla çağırır. Bu lakap, Arthur’un içindeki acıyı gizlemesine yardımcı olur. Ancak maruz kaldığı zorbalıklar, onun gitgide toluma aykırı bir adam haline gelmesine neden olur. Yavaş yavaş psikolojik olarak tekinsiz sulara yelken açılan Arthur, bir süre sonra kendisini Gotham Şehri’nde suç ve kaosun içinde bulur. Arthur, zamanla kendi kimliğinden uzaklaşıp Joker karakterine bürünür.