57. Antalya Altın Portakal Film Festivali tüm hızıyla devam ederken, bu yıl 7. kez düzenlenen Antalya Film Forum'a dair sorularımızı Forum Direktörü Olena Yershova Yıldız yanıtladı..
Antalya Film Forum, bu yıl pandemi sebebiyle çevrimiçi düzenlenecek. Nasıl olacak katılımlar, bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz?
Bu yıl Covid-19 salgın nedeniyle dünyadaki pek çok festival ve endüstri platformu gibi, biz de Antalya Film Forum’u çevrimiçi düzenliyoruz. Forum katılımcıları önceden video sunumlar hazırladılar projeleri için. Sektör profesyonelleri de bu videoları Festival Scope üzerinden izleyecek. Sonrasında da her proje için zoom üzerinden birebir toplantılar düzenlenecek.
Çevrimiçi katılımların avantaj ve dezavantajları neler olabilir sizce?
Antalya Film Forum’un çevrimiçi düzenlenmesinin avantajları da var. Dünyanın farklı yerlerinden daha geniş bir uluslararası kitleye ulaşabiliyoruz bu sayede. Bu yıl Kanada ve ABD'den bile konuğumuz var, çevrimiçi de olsa toplamda 200'den fazla uluslararası misafirimiz olacak.
Projeleriyle yarışan katılımcılar için de avantajları olduğunu düşünüyorum. Sunumlar, canlı yapılan sunumlardan daha az stresli olacaktır. Aynı zamanda sunumlarını önceden hazırladıkları için geri bildirim alıp, tekrar sunum çekebildiler. Tabii ki insanlarla yüz yüze görüşmek, birlikte zaman geçirmek, ortak bir vizyonunuz olduğunu anlamak ve onlarla rahat olduğunuzu hissetmek, çoğu zaman birkaç yıl süren bir filmin ortak yapım yolculuğuna başlamak için önemlidir, ancak salgın nedeniyle bu yıl eski düzenden özleyeceklerimiz bunlar.
Antalya Film Forum'un bu yılki jürisi nasıl?
Bu yıl yine çok güçlü bir jürimiz var. En önemli belgesel film festivallerinden IDFA Endüstri Başkanı Adriek van Nieuwenhuyzen, Oscar adayı filmlerin yapımcısı, Cinephil satış ajansının kurucusu Philippa Kowarsky, Locarno IFF’den Antoine Thirion, Rotterdam IFF'den Delly Shinaz, VOD Mubi platformunun başkan yardımcısı Bobby Allen, güçlü satış ajansı ‘Elle Driver”ı temsil eden Renan Artukma ve daha pek çok isim var jürimizde. Hepsi de filmlerin dağıtımları, dünyaya ulaşması ve festival yolculukları için çok güçlü bağlantıları olan isimler.
Bu yıl hangi platformlarda toplam kaç yapım yarışacak?
Bu yıl beş platformumuz var, toplam 29 proje yarışacak. Uzun Metraj Kurmaca Pitching Platformu’nda 64 başvurudan 8 proje, Kurmaca Work In Progress için 16 başvurudan 5 proje, Dizi/Kısa Dizi Pitching için ise 35 başvurudan 6 proje seçildi. Belgesel Work in Progress Platformı için geçen yıl 20 başvuru almıştık, bu yıl 32 başvuru geldi ve seçilen 7 proje de çok güçlü ve umut verici. Umarım önümüzdeki yıllarda da böyle olmaya devam eder eğilim.
Antalya Film Forum’un yapılan başvurular arasından seçim yaparken dikkat ettiği en önemli kriterler nelerdir?
Forum’un amacı Türkiye’den projelere yabancı ortak yapımcılar ve finansör bulmak, projeleri satış acentalarına, festivallere ulaştırabilmek aslında. Bu yüzden de öncelikle projenin uluslararası patent denilen şeye sahip olması gerekiyor. Geçen yıl konuklar ve jürilerden, çeşitliliğin eksikliğine dair önemli bir geri bildirim aldık. Bu yıl seçilen projeleri daha çeşitli hale getirmeye çalıştık. Seçilen 29 projede 11 kadın yönetmen ve 19 kadın yapımcımız olmasından mutluluk duyuyoruz. Türkiye'nin doğusundan projelerimiz var, 2 korku türü projemiz var. Ancak benim için her zaman önemli kriter; desteklenmesi gereken güçlü ve yetenekli sinemacıların sesi olmak.
İleriki yıllarda başvuracak olanlar, nelere dikkat etmeli?
Bence sadece ön seçim için değil, jürilerimizde de yabancılar olduğu için, uluslararası ortak yapımcı bulabilmek ve daha ileri adımlar atabilmek için projelerin güçlü bir tercümesi olmalı mutlaka. Özellikle ortak yapım için İngilizce konuşmak çok önemli… Maalesef hala mali plan ve film bütçesi arasındaki farkı bilmeyen birçok başvuru vardı.
Projelerin içeriğiyle ilgili olaraksa söyleyebileceğim; pazar hızla değişiyor, bu nedenle film yapımcıları farklı festival seçimleri, nerede ortak bulacakları ve daha sonra filmi nasıl dağıtacakları gibi stratejiler için eğilimleri takip etmek zorunda. Seyirciyi düşünmek zorundayız, çünkü klasik dağıtım ölüyor ve sanat filmleri için klasik finansal yapı da hızla değişiyor.
Bu yıl ilk kez Dizi / Kısa Dizi Pitching Platformu görüyoruz forumda. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz, katılım nasıl?
Antalya Film Forum, görsel-işitsel sektörde dizilerin artan rolünü ve önemini yansıtan yeni bir kategori başlattı bu yıl. Türkiye pembe dizileriyle ünlü ve büyük bir sektör ama asıl amaç, orijinal ve yaratıcı içeriğin geliştirilmesini, film yapımcılarının drama dizisine katılımını teşvik etmekti. OTT platformları güçleniyor, yeni nesil izleyici OTT'ye gidiyor, TV ve film sektörü titreyerek izleyicisini kaybediyor. Ve Türkiye'deki manzara da değişiyor, birkaç yıl önce sinemalar dışında sanat filmlerini neredeyse hiç izleyemiyorduk. Şimdi yerel Türk platformları hala küçük bir bütçeyle de olsa, sanat filmi satın alıyor biz de bu işbirliğinin artmasını umuyoruz.
Bu kategoride ödül, kendi drama dizilerini de üretmeye başlayan Türk VOD platformu BluTV tarafından verilecek. COVID nedeniyle festival düzenleme kararı sonradan alındı, bu yüzden fazla zamanımız olmadı ama yine de 35 projemiz var. Seçilen 6 proje, uluslararası izleyicilere ve çok önemli isimlerden oluşan jüriye sunum yapma şansına sahip olacak. Jürimiz, diziler için çok önemli bir festival ve forum olan Serimania Başkanı Laurence Herszberg, son iki yıldır BluTv’nin dramalar departmanını yöneten Sarp Kalfaoğlu ve Beta Film Doğu Avrupa, Türkiye ve Yunanistan bölgesinin uluslararası satış ve satın almadan sorumlu başkan yardımcısı Veronika Kovacova'dan oluşuyor. Beta Film Türkiye’den en son Persona’yı almıştı. Berlinale'deki Co-pro serisinin başı olan Martina Bleis ve birçok yapımcıdan oluşan sektörden güçlü misafirlerimiz var. Bu yüzden artık projelere yatırım yapılıp yapılmayacağı konusu projelerin başarısına kalmış. Yeni başlattığımız bu platformun çok önemli olduğuna inanıyorum.
Pandemiyi de gözönünde bulundurursak, genel olarak film marketlerdeki durum nedir?
Türkiye'de hiç kolay değil, pek çok prodüksiyon ertelendi ve ortak yapım gittikçe zorlaştı. Çünkü Türk Lirası önemli ölçüde değer kaybetti ve Avrupa'dan gelen Türk desteğini adil bir şekilde birleştirmek çok zorlaştı. Ayrıca yabancı ülkelerdeki bazı fonların başkanlarıyla konuştuğumda, yerel prodüksiyonlara yoğunlaşma eğiliminde olduklarını gördüm. Ama genel olarak konuşursak, işimiz yüksek rekabet ve sert finansal gerçekliğe sahip butik bir iş ve sadece en iyi projelerin hayatta kalacağına inanıyorum. Yani ekipleri daha profesyonel, daha yaratıcı ve daha yetenekli olanların. Uluslararası düzeyde güçlü hikayeler anlatan yetenekli sinemacılara ihtiyacımız var.
Röportaj: Hande Kara