Amerika'da ortaya atılan "Çin virüsü" tabirinin açılımını yapan Mostafa Keshvari'nin yönetmen koltuğuna oturduğu Corona filminden fragman paylaşıldı. Bir asansörde geçen hikayede yaşananlar tam olarak gerçeklerle örtüşmese de film, panikleyen insanların neler yapabileceğini gözler önüne seriyor.
Dünyanın dört bir yanında hızla yayılan coronavirüs salgını, eğlence sektöründeki ilk meyvesini vermiş gibi görünüyor. Bu konuda çekilen ilk film olan Corona, dünya büyük bir salgının etkisi altındayken bir apartmanın asansöründe mahsur kalan altı komşunun hikayesini konu ediyor. Coronavirus tüm dünyaya yavaş yavaş yayılmaktadır. İnsanlar panik halinde ne yapacaklarını düşünür. Tam da bu sırada bir apartmanda yaşayan 6 kişi, kendilerini hiç istemeyecekleri bir yerde kapana kısılmış olarak bulur. Apartmanın asansöründe mahsur kalan insanlar, içlerinden birinin corovirüse sahip olup kendilerine enfekte edebileceğinden şüphelenmeye başlar. Çinli kadının öksürmeye başlamasıyla birlikte asansörün ışıkların sönmesi, asansördekilerin kendilerini büyük bir sınavın içinde bulmasına neden olur.
Amerika'da Çin virüsü olarak adlandırılan coronavirüsün ırkçılığa yol açmasına değinen film, bir haberden ilham alınmış. Yönetmen Mostafa Keshvari'nin söylediklerine göre, aynı şekilde Çinli bir turist kadın asansörde saldırıya uğramış ve haber, yönetmene ilham kaynağı olmuş. Satışa hazır olan Corona filminde Çinli kadını Traei Tsai canlandırıyor. Yönetmen "Karakterlerin sığlıklarını göreceksiniz. Birbirleriyle konuşuyorlar ve korkuları gerçek oluyor. O zamanlar Çin virüsü olarak biliniyordu. Ama şimdi herkeste var, yani tek bir ırkın sorunu değil. Tüm insanlık virüsü defetmek için bir araya gelmeli. Virüs ayrımcılık yapmıyor, biz neden yapalım?" sözleriyle filmini anlatıyor.