Hesabım
    Omar ve Biz'i Yönetmenleri Anlatıyor!

    Türkiye prömiyerini Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yapacak olan Omar ve Biz'in yönetmenleri Mehmet Bahadır Er ve Maryna Er Gorbach sorularımızı yanıtladı.

    Dünya prömiyerini Varşova Film Festivali'nde yapan ve buradan Ekümenik Jüri tarafından verilen "En İyi Film" ödülü ile dönen Omar ve Biz'in Türkiye prömiyeri ise 29 Ekim'de Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Ulusal Yarışma Seçkisinde yapılacak. Filmin yönetmenleri Maryna Er Gorbach ve Mehmet Bahadır Er, Beyazperde'nin sorularını yanıtladı.

    • İsterseniz öncelikle filmin doğuş öyküsünden bahsedelim;

    Mehmet Bahadır Er: Filmin çıkış noktası bir ilham anı ile oldu diyebilirim; gittiğim berberde çıraklık yapan ama yaşı çırak olmak için büyükçe bir göçmen çalışmaya başladı, Türkçe çok az konuşabildiği için genelde yap-yapma gibi emir kipi ile bir iletişim kuruluyordu. Berberin "abi görüyor musun Türkçe bilmiyor ama İngilizce konuşuyor" diye bir espiri yapması üzerine Muhammed’le konuşmaya başladık. Pakistan’da yaşadığı bölgede savaş çıkınca taşınmak zorunda kalmış, İran’da pasaportunu çaldırmış, Türkiye’ye girdikten sonra inşaatlarda vs. günübirlik işlerde çalışmaya başlamış, kendisi gibi on Pakistanlı arkadaşı ile ayı evde kalıyorlarmış, üstelik Pakistan'da bir yerel kanalda kameramanlık yaptığını da öğrenice, serüveninden epey etkilendim. Özellikle güzel sanat ve film-sinema işleriyle uğraşan insanların herhangi bir savaş halinde ilk işsiz kalacak veya meslek değiştirmek zorunda kalan insan gurubu olduklarını hissetmeme, empati kurmama sebep oldu. Kurmaca bir hikaye içimde büyümeye başladı. Muhammed’i tekrar görmek, konuşmak için birkaç kez daha aynı berbere gittim fakat Muhammed ordan ayrılmıştı ve nereye gittiğini bilmiyorduk. Yani Muhammed bir vardı bir yoktu… Sonrası OMAR VE BİZ senaryosu…

    • Assos / Ayvacık'tan Midilli'ye geçiş yapmak isteyen mültecilerin buradaki ağaçlık alanlarda konakladıkları biliniyor. Yöre halkının bakışı nasıl?

    Mehmet Bahadır Er: Bölge uzun süredir göçmen akının geçiş güzergahında kalmış, göçmenler gibi yerel halk için de yorucu bir süreç olmuş gördüğümüz kadarıyla, yardım edenler de olmuş , olumsuz ilişkiler yaşayanlar da…  Film çekmek için mekan bakmaya başladığımızda; her gittiğimiz koyda, antik kentte, sitede, hastanede, mülki idare birimlerinde onlarca  yeni hikaye dinledik. Birkaç mekan anlaşmamız konunun göçmenlik üzerine olması sebebiyle, yerel halk ama genelde de yazlıkçılar tarafından bozuldu, filme destek olmak isteyen komşularıyla münakaşa yaşayanlar, işi ileri götürenler vs oldu. Doğru mekanları bulmamız 6-7 ayımızı aldı ve sahaya her gidişimizde, filmin mutlaka yapılması gerekliliğine tekrar şahit olduk.

    • Filmin başında Taj Sher Yakub ve Hala Alsayasneh'in Türkiye'de yaşayan Suriyeli gerçek iki mülteci olduğu bilgisi var. Taj ve Hala normalde oyuncular mı? İlk sinema filmleri mi? Biraz onlardan bahsederseniz…

    Mehmet Bahadır Er: Evet Taj ve Hala Suriye’de çalışmış iki profesyonel oyuncu, tabii savaş ve göç sebebiyle bir süreklilik olmamış, Türkiye’ye geldiklerinde de bir süre tiyatro yapmışlar, kısa film denemeleri olmuş. Kadıköy’de Art-here isminde göçmen sanatçıların eserlerinin sergilendiği bir sanat galerisinde tanıştık. Bu arada güzel bir tesadüf galerinin sahibi Omar Bey bize çok yardımcı oldu :) Hala’yı tiyatro sahnesinde izledik, çok beğendik, çok özel bir insan ve oyuncu. Taj da uzun oyun provaları ve seçmeleri geçerek rolü aldı.

    • Maryna sen filme nasıl dahil oldun?

    Maryna Er Gorbach: Benim projeye dahil olmam filmde oynayacak kişileri ararken başladı, gerçek göçmen oyuncuların mesleklerini yeniden yapabilecek olmaları beni filmin içine sokan duygu oldu. Cast görüşmelerinde bizim bu filmi yapmamızdan daha çok onların bu filmin yapılmasına olan ihtiyaçları filmi başka bir seviyeye yükseltti. 

    Mehmet Bahadır Er: Ve gerçekten çok disiplinli çalıştırlar, karakteri ve filmi çok iyi sahiplendiler.

    facebook Tweet
    Öneriler
    Back to Top