- Gerçekleştirmek isteyip gerçekleştiremediğiniz bir etkinlik oldu mu?
Pek çok fikir var, ama gerçekleşmeleri zaman alıyor. O yüzden "İstedik ama gerçekleştiremedik" demek istemem. Örneğin, Mural Ankara geçtiğimiz yıl da gündemimizdeydi ama şartların oluşması zaman aldı ve bu yıl gerçekleştirebildik.
- Size göre engelin tanımı nedir? Engelleri zihnimizde mi yaratıyoruz? Her şey insanların elinde mi; yoksa ulaşamayacağımız şeyler var mıdır?
TDK’nın tanımını söyleyebilirim; “Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep.” Engellerin belki bir kısmını zihnimizde yaratıyor olabiliriz, ama göremeyen birinin ya da tekerlekli sandalye kullanan birinin evinden işine yürüyememesi sanırım sadece o kişiyle değil, aynı zamanda kaldırımlarla da ilgili bir mesele. Kaldırımın bu kişinin önünde bir engel değil, kolaylaştırıcı olması gerekirken üstelik. Aynı kaldırımlarda görebilenlerin yürüyebiliyor olması, o kaldırımların sorunsuz olduğu anlamına gelmiyor. Bizim bu sorunlu kaldırımlarla adapte olabildiğimiz anlamına geliyor. Şöyle bir örnek verirsek belki daha anlaşılır olur: Toplu taşıma araçlarında, otobüslerde, uçaklarda sabit koltuk aralıklarıyla seyahat ediyoruz. Tam olarak bilmiyorum, ama diyelim ki 1.75 boyundakiler için tasarlanmış araçlar bunlar. Standart olarak belirlenenden ne kadar saparsanız sorununuz o kadar büyüyor, bu araçlarda rahat edemiyorsunuz. Bu söyleşi sırasında ben de birkaç kez kullandım. Ama “görme engelli”, “işitme engelli” gibi tanımlarda engelin kişiye atfedilmesinde de bir sorun var, 2 metre boyundaki biri için “sığma engelli” gibi bir ifade kullanmıyoruz, koltuk aralıkları dar diyoruz. Aynı şekilde erişilebilir ya da erişilebilir olmayan salonlar ve kaldırımlar var...