DC, genellikle yaftalandığı gibi neşesiz bir umutsuzluk çukuru olmasa da, Marvel'in çizgi roman uyarlamalarında sağladığı mizah şenliğini de nadiren yansıtır. Bu, Marvel'da karanlık anlar olmadığı anlamına gelmez. Iron Man'in vedası, Kaptan Amerika'nın Bucky'nin yasını tutuşu ya da Scarlet Witch'in Vision'ı yok etmek zorunda kaldığı anlar oldukça derin etkiler bıraktır. Fakat bu anlar, rakibi olan DC'ninkinden çok daha dengeli olma eğilimindedir.
Bu durum, doğal olarak karakterden karaktere değişse de -örneğin Punisher asla aşırı derecede eğlenceli bir seriye sahip olmayacaktır ve olmamalıdır- temel kural DC'nin sürekli olarak daha koyu bir ton tutacağı yönünde...
Bu elbette bir suç değil. Ancak karanlık anların birçoğu, komedi ile dengelenmedikleri sürece etkilerini yitirirler, bu da izleyicinin karanlık anlara şaşırmasını değil önceden tahmin etmesini sağlar.