Bu yıl 18 – 28 Nisan tarihleri arasında izleyici ile 30. kez buluşan ve 135 filme ev sahipliği yapan Ankara Film Festivali'nin bir bölümünü, yakından takip etme şansım oldu. Öncelikle yıllardır büyük bir özveri ile festivali ayakta tutan İrfan ve İnci Demirkol'a teşekkürlerimi sunarak, festival de neler yaşandı kısaca sizlere aktarmak istiyorum.
18 Nisan akşamı Ankara MEB Şura Salonu'nda yapılan açılış töreni ile başlayan festival ilk olarak onur ödüllerini dağıttı. "Aziz Nesin Emek Ödülü" Kadir İnanır’a, “Sanat Çınarı Ödülü” yazar Nazlı Eray’a ve “Kitle İletişim Ödülü” ise Gülse Birsel’e verildi.
Festivalin ilk gününe Emin Alper imzalı Kız Kardeşler filmi damgasını vurdu. Yönetmen ve film ekibi gösterimler sonrası sinemaseverlerin sorularını yanıtladı. Ayrıca ilk gün Ulusal Belgesel Film Yarışması filmleri gösterildi. 20 Nisan'da yönetmenliğini Biket İlhan’ın yaptığı Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi belgeselinin Türkiye galasına ev sahipliği yapan Ankara Film Festivali, Kadir İnanır’ın son filmi Kapı'nın özel gösterimini de gerçekleştirdi. Aynı gün Berlin Film Festivali’nden En İyi İlk Film ödülünü kazanan Oray da gösterim takvimindeydi.
Pazartesi günü jüri ile birlikte Ulusal Uzun Film Yarışması filmleri izlenmeye başlandı. Başkanlığını yönetmen Tolga Karaçelik‘in üstlendiği Seçili Kurulda fotoğraf sanatçısı ve senarist Ebru Ceylan, oyuncu Tolga Tekin, oyuncu Tülin Özen, gazeteci ve yayıncı Cem Erciyes vardı. Ana jürinin yanı sıra SİYAD jürisi olarak da; Kaya Özkaracalar, Fırat Sayıcı ve Suzan Demir filmleri değerlendirerek, SİYAD En İyi Film olarak yönetmenliğini Serhat Karaaslan'ın üstlendiği Görülmüştür'ü seçtiler.
Yolu Festivalden Geçenler bölümünde, Natali Yeres’in Aynalar Suiti filmi, Hüseyin Karabey’in Dialog filmi, Ebru Ceylan’ın Kıyıda filmi, Mehmet Bahadır Er’in GoyGoy filmi gösterildi.
Ve festival Cumartesi akşamı CerModern'de düzenlenen ödül töreni ile son buldu. Gecenin en güzel anları ise Orfeon Oda Korosu'nun konseri sırasında kesilen elektriğe karşı, izleyicilerin telefonlarla sahneyi aydınlatması esnasında yaşandı.
En İyi Film Ödülü'nü "Güvercin Hırsızları"nın aldığı geceye, 4 ödülle damgasını da "Görülmüştür" vurdu. Genel olarak ödül dağılımından memnunum, ancak her zaman savunduğum bir konuya daha parmak basmadan geçmek istemiyorum. En İyi Film Ödülü'nü alan filmin, diğer ödüllerden de (kurgu, senaryo, yönetmen vb.) en az birkaç tanesini almasını mantıklı buluyorum.
Böylece bir festivalin daha sonuna geldik. Emeği geçen ve özveri ile çalışan tüm ekibine bir kez daha teşekkürler.
Seneye görüşmek üzere..