Ülkemizde kısa film festivalleri uzun metrajlara göre daha az ilgi görüyor. Sizce sebebi nedir?
Bir çok sebep sıralamak mümkün. Önemli sebeplerden biri oyuncu. İnsanımız ve globalleşen dünya insanı çoğunluğun peşinden at koşturuyor. Şöhret, magazin, cinsel malzeme, reklam değeri kimde ise ona daha çok talep oluşuyor…Gerçeğin ve hakikatin taliplisi zaten az olur. Kısa film, dostluk gibi değeri büyük ama kıymeti az bilinen bir format. Sinemanın gerçek sinemanın yani sanatsal sinemanın özgün ve özgür kapısıdır kısa film. Buraya çok taliplinin olması durumunda aslında şaşırıp bu işin içinde başka bir iş var demek gerekiyor…
Kısa film seçkisi hazırlanırken neler esas alınıyor?
Yarışma filmleri için; özgün, yeni, çağdaş, biricik ve dolaylı yoldan(asla doğru yoldan, yani enformatik olarak değil) dostluk’a işaret etmesi gerekiyor. Ön jüri bu kriterleri baş ucu bilse de sonuçta sübjektif bir seçim bu. Başka bir ön jüri başka filmleri seçerdi muhtemelen yine de ortak bir duyguda bizde hemfikirlik ve beğeni yaratan eserler kaçınılmaz olarak giriyor zaten seçkiye…Panoram bölümü için: Türkiye prömiyeri şartı var. Uluslararası festivallerde ödül almış olması şartı var. Güncel meselelere farklı dokunuşları olan özetle bizi oturduğumuz yerde sarsan özellikteki filmleri seçtik. Kırk Yıllık Hatır için; Dostluğa işaret eden farklı kısa film formatlarını seçtik. Belgesel, animasyon, deneysel gibi türlere kapı açtık burda. Güncellik kriterine bakmadan vefa borcu olan iyi ve dost kısa filmleri hatırlamak amacıyla vefa köşesi diyebiliriz burdaki kısa filmlere…