Engelsiz Filmler Festivali 6. yaşına ulaştı. Büyük bir gurur olmalı bu. Zorlu bir yolculuk oldu mu sizler için?
Teşekkür ederiz. Açıkçası oldu. Geride bıraktığımız 6 yıl, festivalcilik geçmişi olan bir ekip olmamıza rağmen daha önce hiç aşina olmadığımız sorunlarla karşılaştığımız bir süreç oldu. Bu festivalden önce pek çok başka festivalin organizasyonunda yer almış ve bir film festivalinin mutfağında neler yaşandığı ile ilgili oldukça fazla deneyim biriktirmiş idik. Engelsiz Filmler Festivali bize daha önce farkında olmadığımız pek çok şey öğretti. Sıfırdan bir film festivali yaratmanın zorlukları bir yana, erişilebilirlik meselesi ile ilgili olarak yolumuza pek çok engel çıktı. Herkesin eşit koşullar altında takip edebileceği bir festival hayaliyle yola çıktık. Bu da tüm festival bileşenlerinin, filmlerin ve yan etkinliklerin, erişilebilir olmasını zorunlu kılıyordu. Festival’de gösterdiğimiz filmlerin göremeyenler ve duyamayanlar için erişilebilir kılınması, filmlere sesli betimleme, işaret dili çevirisi ve ayrıntılı altyazı yerleştirilmesiyle mümkün olabiliyor. Ancak gösterim mekanlarının erişilebilirliği, çözümü hemen mümkün olmayan bir sorun. Ankara’nın merkezinde tam anlamıyla erişilebilir bir sinema bulunmuyor. Erişilebilir derken, yalnızca rampa, asansör gibi ihtiyaçlardan bahsetmiyoruz. Bunların yanısıra gösterim salonunda tekerlekli sandalye için uygun alanların bulunması, mekandaki tuvaletin ortopedik engelliler için uygun olması gibi farklı bileşenler var. Ankara’da tüm bu ihtiyaçları karşılayan bir sinema salonu yok maalesef. Bu nedenle kültür merkezlerinin salonlarını kullanmak durumunda kalıyoruz. Ancak fiziksel düzenlemeler bir şekilde çözülebilen bir mesele. Bunun yanında çok daha büyük bir mesele var ki, çözümü için çok daha radikal adımların atılması gerekiyor. Bu, engellilik meselesine karşı duyulan önyargılar. “Kör bir insan sinemaya gidemez.”, “sağır bir insan müziği duyumsayamaz.” vs. gibi algılar çoğumuzun kafasında mevcut. Bu önyargılar, engeli olan ve olmayan insanlar birbirlerinden izole bir şekilde, bir diyalog geliştirmeden yaşadıkları için ortaya çıkıyor. Bu önyargıların ortadan kalkması için bir arada bulunduğumuz, birbirimizi “gördüğümüz”, fikir alışverişinde bulunduğumuz ortamların yaratılması şart. Engelsiz Filmler Festivali olarak en çok önem verdiğimiz ve vurgulamak istediğimiz mesele bu.