Federico Fellini’nin filmleri genelde güzellikle, karanlıkla ve çocukluk rüyalarının büyüleyiciliğiyle doludur. Fellini küçük bir çocukken, uyku vaktini iple çeker ve gözlerini kapatıp rüyalar alemine dalmayı istermiş. Yatağının dört köşesine doğum yeri olan Rimini’deki dört sinemanın adını vermiş. Hayatı boyunca rüya ve eskiz defterleri tutan yönetmen, bu defterlerde epey korkutucu şeyler anlatmış. Rüyalarında, asılma cezasına çarptırıldığını, babasının cesedini arkasında hissettiği için korkuyla uyandığını ve köpek balıklarının kuşattığı bir asansörde tıkılı kaldığını görmüş. Şeytanın küçük bir kız olarak hayat bulduğu “Olağanüstü Öyküler / Spirits of the Dead” filmi de belki yönetmenin türlü kabuslarının bir yansımasıdır.