Filmin finalinde dinlediğimiz şarkı ve seslendiren hakkında biraz bilgi verebilir misin? Hayli büyüleyici bir performanstı.
Tabii ki; Sarah Nile Cameron. Kendisi inanılmaz önemli bir sanatçı ama aşırı derecede ulaşılabilinir birisi değil. Bizi kırmadı ve yer aldı. Çok önemliydi onun seslendirdiği bu şarkı, çünkü babamın ilk seslendirdiği bir şarkıyı günümüze uyarlamak istedim ve Türk Sanat Musikisi'nin şu anda bile dinlenebileceğini kanıtlamak istedim. Şu anda her birkaç dakikada bir mesaj alıyorum o şarkı için.
Dönemin punk çevresinden görüştüğün isimler var mı? Ne dediler film hakkında?
Ben onların yanında büyüdüm zaten. Hepsi benim abilerim ve ablalarım yani. Tampon/Aslı, Death Room/Hakan, Moribund Youth-Kerim, Ünver Abi, Turmoil-Tolga Güldallı...hepsi nerdeyse ağlayarak çıktı filmden. Death Room Hakan, film çıkışında abimin yanına gelip, “Gel buraya, kader dostum.” diyerek sarılmış. Çok zor zamanlardı. Şimdi duyuyorum bazı cahil özenti tarafından; “Arada filmi punkmıymış ya. Herkes temiz. Hiç uyuşturucu yok. Küfür yok. Kusma yok….O yok bu yok.” diye. Türkiye’de hiçbir zaman punk Sid&Nancy gibi böyle İngiliz özentisi şeklinde başlamadı. 90’ların başındaki bu çocukların bir çoğu Taksim’e bile gidemiyordu, ailelerinden izin alamadıkları için. O yüzden Bakırköy’deki Eloy Hakan’ın kasetçi dükkanına gidiyordu. Aynen de ARADA filminde olduğu gibi, temiz aile ve çoğu orta sınıf mensubu çocuklardı. Bir de üstüne punk ve özellikle hardcore müzik zaten tamamen uyuşturucu kullanmaya ve tüketim toplumunun seni hapsettiği her şeye karşı. Ayrıca bu çocukların çoğu 16-17 yaşında, bira bile bulmakta zorlanan çocuklardı. Bu çocukların hepsi müzik ve tavırla ilgileniyorlardı. Ben de onların yanında büyüdüm. 50-100 kişiyi geçmiyordu bu olaylar başladığında. O yüzden şu sürekli dedikodu yapıp, bir şeyleri kötülemeye çalışan cahillere cevap veriyorum. Düşündüğünüz gibi bir Istanbul hiçbir zaman olmadı. Gerçek Punk müzik hiçbir zaman öyle bir stereotip halinde de olmadı.