Hesabım
    Kadın Yönetmenler İlk Filmleriyle İzmir’deydi!

    Kadın Yönetmenler Haftası, İzmir’in kültür sanat hayatına yepyeni bir soluk getirdi.

    Röportajlar ve haber: Duygu Kocabaylıoğlu Arazlı

    İzmir Konak Belediyesi’nin öncülüğünde ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin destekleriyle bu yıl ilk kez 2-9 Mart tarihlerinde hayata geçirilen Kadın Yönetmenler Haftası, İzmir’in kültür sanat hayatına yepyeni bir soluk getirdi.

    Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlı Desem Sineması’nda ve Konak Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen film gösterimleri, söyleşi ve panellere İzmirli sanatseverler yoğun ilgi gösterdi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü de içine alacak biçimde düzenlenen ve sloganı “İlkler Unutulmaz” olan Kadın Yönetmenler haftasında, İstanbul’dan gelen kadın yönetmenler İzmirli sinema takipçileriyle bir araya geldi.

    Tüm gösterimlerin ve etkinliklerin ücretsiz olduğu hafta boyunca 11 kadın yönetmeninin ilk filmleri seyircisiyle buluştu. Prof. Berrak Taranç’ın müzik-sinema-kadın temalarını harmanladığı atölye çalışmasının yanı sıra “Kadın Gözüyle Belgesel” ve  “Kadın Yönetmenler ve Yönetmen Kadınlar”  panelleri de katılımcılarını ağırladı. Ayrıca senarist ve yazar Meryem Şahin imza gününde ilk kitabı Tanrı Olmadan Hemen Önce’yi İzmirliler için imzaladı.

    Kadın Yönetmenler Haftası’na öncülük eden ve projenin başındaki isim olan Gülten Taranç festivalin ardından duygu ve düşüncelerini şu sözlerle dile getirdi: 

    “Öncelikle bu işi organize edebilmekten dolayı büyük mutluluk duyuyorum. Bu haftanın en önemli özelliği üretimin içinden gelen kadınlarla yapılmış ve tasarlanmış olması. Konak Belediyesi, DESEM, Dokuz Eylül Üniversitesi, EGİKAT, TARKEM ve Kentimiz İzmir Derneği’nin katkılarıyla düzenlediğimiz haftamızı seneye uluslararası bir festivale dönüştürebilmek için çeşitli görüşmeler yaptık. İzmir’de film çeken bir yönetmen olarak İzmir’in uluslararası bir uzun metraj film festivalinin olmaması buradaki film üretimini de durduran bir faktör çünkü buraya gelen yönetmenler belki de filmlerine aradıkları mekanları bu şehirde bulabilecekler ki yaptığımız hafta boyunca pek çok yönetmen arkadaşım İzmir’de film çekmeyi düşündüklerini belirttiler. Seneye 1. Uluslararası Kadın Filmleri Festivalini düzenleyeceğimize hiçbir şüphem yok.”

    Sinema sektörünün hep bir şekilde yarım kaldığından yakınılan İzmir kenti için kadın yönetmenlerin ve kadın filmlerinin önemini vurgulayan Konak Belediye başkanı Sema Pekdaş da etkinliğe dair sorularımızı yanıtladı. 

    Bu etkinliğin İzmir’de yapılıyor olması gerçekten çok kıymetli. Konak Belediyesi’nin Kadın Yönetmenler Haftası’na dahil olma sürecini ve desteklerini öğrenebilir miyiz?

    “Bizim bu projeye dahil olmamız Gülten Taranç ve şirketi Taranç&Taranç Film tanışıklığımız sayesinde oldu. Geniş çaplı bir organizasyon için gerçekten destek gerekiyor. Ben sinemayı şahsım adına çok seviyorum; sinemanın etkili ve iyi bir iletişim aracı olduğuna inanıyorum. Aynı anda milyonlara ulaşabildiğiniz ve insanların estetik zevklerini yükselten bir sanat. Biz geçen sene Tarık Dursun K. adına kısa film yarışması da düzenlemiştik. İzmir Kısa Film Festivali’ni yürüten Yusuf Saygı ile de iletişim halindeyiz. Bu inançla belediyemiz olarak Kadın Yönetmenler Haftası’na elimizin yettiğince destek olmak istedik. Sinemanın sadece endüstri olarak değerlendirilip, popüler kültürde yeniden üretilmesini sağlayan, AVM’lerdeki salonlarla sınırlı kalmaktan çok öte bir sanat dalı olduğuna inanıyorum. Bağımsız sinemanın mutlaka desteklenmesi gerektiğine bu konuda da kamuya çok pay düştüğüne düşünüyorum.”

    Kadın Yönetmenler Haftası’nı destekleyen Ege İş Kadınları Derneği (Egikad) başkanı Nilhan Antitoros da etkinliğe dair görüşlerini şu sözlerle dile getirdi: 

    “Geçen sene sevgili Gülten Taranç’ın ilk filmi Yağmurlarda Yıkansam’ın gösterimi için sponsoru olmuştuk, çok da güzel geri bildirimler aldık. Kadın sorunlarının sinemada işlenmesi bizim için çok önemli. Bu sene de bu kadın filmleri haftasına karınca kararınca destek olmak istedik. Umarız İzmir’de adım adım büyüyen bu kadın filmleri organizasyonuna önümüzdeki yıl da uluslararası bir kimlik kazanır. çünkü bu sadece izmir için değil tüm Türkiye için oldukça önemli bir proje olacak.

    Sinema katma değeri son derece yüksek bir sanat dalı. çok kısa zamanda çok fazla insana ulaşma etkisine sahip ve kültürü yükseltme işlevi var sinemanın. İzmir neden sinemayla anılmasın, neden sektörleşmesin?  Bu sayede İzmir’deki ticaret hacmi de aslında bir nevi yükselecek. çünkü sinemaya sadece prodüksiyon olarak bakmamak lazım, altından beslenen sektörler de bu etkileşimden faydalanarak yükselecektir. Sinemanın sektörleşmesinin İzmir’e çok faydalı olacağına inanıyorum.”

    Etkinliğin davetlisi olarak İzmir’e gelen kadın sinemacılar etkinliğin kendileri açısından çok keyifli ve verimli geçtiğini dile getirirken, gelecek yıl bu organizasyonun festivalleşmesinin ve uluslararası boyutunun önemini dile getirdiler.

    İlk filmi Geriye Kalan ile organizasyona katılan yönetmen ve senarist Çiğdem Vitrinel görüşlerini, "Festivalleri genel olarak bir araya gelmek, tazelenmek, seyirci ile buluşmak anlamında önemli buluyorum. Bu sene "ilkler unutulmaz" başlığı ile düzenlenen kadın yönetmenler haftası da her anlamda keyifliydi. Şimdi üçüncü filmime hazırlanırken ilk filmimi tekrar seyirci ile birlikte izlemek, o ilk heyecanı, korkuları, amatörlükleri hatırlamak ayrı bir zevkti. İlklerin yeri bir başka oluyor cidden. İzmir kadın yönetmenler haftasının bu ilk yılının da yeri benim için bir başka olacak. Emeği geçen herkesin eline sağlık. Öte yandan İzmir'in bir film festivalinin olmaması beni hep şaşırtmıştır zaten.  İzmir tarihi, coğrafyası, kendine özgü seyircisi, hiç eksilmeyen baharıyla uluslararası bir festival için çok uygun bir şehir. Hele de bir kadın filmleri festivali İzmir'in kent kimliğine çok yakışır" sözleriyle ifade etti.  

     Beginner’ın yönetmen ve senaristi Burçak Üzen ise görüşlerini  “İzmir kadın filmleri haftası benim için çok keyfili geçti, seyircilerle buluşmak çok önemliydi benim için. Çünkü İzmir seyircisi hep çok farklı derler, ben bunu ilk kez deneyimledim. Seyircilerin hem söyleşilere katılmaları hem de sordukları sorular sanata olan, filme olan ilgilerini gösteriyordu...” Gelecek yıl için büyük umutlar beslediğini dile getiren Üzen, “Önümüzdeki yıllar da farklı ülkelerden kadın yönetmenler festivale dahil olurlarsa çok iyi olur diye düşünüyorum. Onlarla iletişimde olmak bizim için bir köprü niteliğini taşır; filmlerimizi paylaşmak, atölye çalışmaları yapmak gibi etkinlikler bizleri de zenginleştirir. Ortak pazarlar, ortak platformlar her zaman için iyidir. İzmir’de de bu açıdan güzel bir adım atıldı.” sözleriyle İzmir’de gerçekleştirilecek bir Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin öneminin altını çizdi.

    Çekmeköy Underground filminin bol ödüllü yönetmen ve senaristi Aysim Türkmen ise festivale dair “Kadın yönetmenlerin birbirleriyle ilişki kurmaları ve  dayanışmaları için çok güzel bir fırsat yarattı. Gitgide imkanların daraldığı günlerde en kıymetli kaynağımızın birbirimiz olduğunu fark ediyoruz. Umarım  festival de birliktelikte oluşturduğumuz güç de büyür ve daha çok film yapabiliriz.”  sözleriyle görüşlerini dile getirdi. 

    Onun Filmi adlı ilk uzun metraj belgeseliyle kadın filmleri haftasına katılan genç yönetmen Su Baloğlu festivalin ilk yılına dair detayları ve geleceğe dair fikirlerini şu sözlerle paylaştı : “İlk yılı olmasına rağmen İzmir Kadın Filmleri Haftası sadece film gösterimleriyle sınırlı kalmayan, yönetmen katılımının yüksek olduğu, dolu dolu geçen bir festival oldu. İzmir festival organizasyonu için çok elverişli ve keyifli bir şehir. Festival ekibi son derece misafirperver, güler yüzlü ve yardımcı bir ekip. Gelecek yıllarda bu güzel enerji ve dolulukla festivalin çok daha ileriye taşınabileceği inancındayım.”

    Bu yıl ilk kez 2-9 Mart tarihleri arasındadüzenlenen İzmir Kadın Yönetmenler haftasının gelecek yıllarda uluslararası boyutta bir kadın filmleri festivaline dönüşmesi için girişimler şimdiden başlamış bulunuyor.

    facebook Tweet
    Öneriler
    Back to Top