Bu filmde yaşananların bazılarının ise belli bir kaynağı olabilir. Çünkü çekimler başladıktan sonra yapımcı William Castle'a bir mektup geldi. Mektupta "Şerefsiz. Büyücülüğe iman eden. Satanizm tapınağına ibadet eden. Uzun ve acılı bir hastalıkla çürüyeceksin, bunu kendin istedin." yazıyordu. Mektuptan kısa bir süre sonra Castle yere yığıldı ve acilen ameliyata alındı. Hastalık sürekli nüks etti ve bir seferinde "Rosemary, Tanrı aşkına, bırak şu bıçağı!" diye bağırdığı duyuldu.
Filmin bestecisi Krzysztof Komeda, beyninde kan çıbanı çıkmasıyla hayatını kaybetti. Filmdeki Hutch karakterinin ölümüne benzerliği korkutucuydu.
Bir dedikoduya göre ise Şeytan Kilisesi'nin Kara Papa'sı, Anton LaVey filmde teknik danışman olarak çalışmıştı ve şeytan rolünü oynamıştı. Bu dedikodu gerçek olmasa bile kendisi Susan Atkins ile arkadaştı. Atkins, filmden bir yıl sonra yönetmenin eşi Sharon Tate'i öldürmekten idam cezasına çarptırılmıştı.