- Türkiye'de türünün tek örneği olan bir festivalden bahsediyoruz. Bunun sebebi ve önemini bize açıklar mısınız?
Tuna Yılmaz: Genelde festivaller ya da etkinlikler belirli bir janrın, türün, disiplinin ya da içeriğin temsilcisidir. Bizim festivalse sadece adıyla bile iki dev alanı buluşturmayı vaat ediyor. Ayrıca sadece film değil, modayla dirsek teması bulunan tüm dünyalara hizmet ediyor. Güncel sanat, medya, kültür çalışmaları… Festival ayrıca modanın sadece ticari bir şey değil, kültürün bir parçası olduğu gerçeğinin de altını çiziyor. Pragmatik olarak bakınca da festival olarak Türk tasarımcı ve markaların filmlerini yabancı ülkelere taşıyor ve biz tasarım gücümüzü gösteriyoruz. Ayrıca film sahiplerine de bir tür referans olmuş oluyoruz. Festivalin ayrıca tamamen ücretsiz ve halka açık olduğunu da hatırlatmak isterim. Böylece belirli bir kitleye değil moda ve filmleri seven herkese hizmet etmiş oluyoruz.
- Geçtiğimiz yıla göre, bu yıl ne gibi yenilikler var?
Tuna Yılmaz: Bu yıl iki yeni ödülümüz var: En İyi Saç Tasarımı ve En İyi Makyaj. Böylece moda ve filmin önemli bir parçası olan sanatçılara da işlerini sergileme ve ödüllendirme şansımız oluyor. Ayrıca film gösterimlerimiz bu sene çeşitli başlık ve temalar altında buluşacak. Dergi filmlerini içeren “Is Print Dead?”, Harun Güler ve Can Evgin gibi önemli isimlerin retrospektifleri bu açıdan önemli diye düşünüyorum.