Battal Karslıoğlu ile film çekim süreciniz nasıl ilerledi, sizde sette çekimleri takip ettiniz mi?
Özkan İrman : Bursa Pirinç Hanı’nda çekilmesi için açıkçası bir girişimde bulunmadım. Çünkü han günümüzde gerek bir sosyal etkileşim alanı olduğundan gerekse restore edildiğinden 70'li yıllardaki haline benzetip çekim yapmamız pek mümkün değildi. Battal Karslıoğlu araştırmaları neticesinde Kayseri’de Vezirhan’ın restorasyona girmek üzere olduğunu, bize de çekim için çok kısa bir zaman verileceğini söyledi. Yani filmi izin verilen tarihlerde çekmemiz gerekiyordu çünkü sonrasında o da yeni bir hana dönüşecekti.
Fotoğraflarına baktığımda çocukluğumdaki Pirinç Hanı’nın aynısı olduğunu gördüm. Hızlıca oyuncu seçmelerimizi yaptık. Yönetmenimiz seçtiği sahne alanlarını istişaremiz sonucu değiştirmem için tamamen bana bıraktı. Mekânlarda özellikle Pirinç Hanı’ndaki yönleri de göz önüne alarak değişiklik yapmaya başlayınca, setin sanat yönetmenliğini yaparken buldum kendimi. 3 günlüğüne gittiğim Kayseri’de 21 gün kaldım. Tıpkı bir yumurtanın kuluçka süreci gibi, yirmi bir gün çok zor koşullarda, gece gündüz demeden çekip bitirdik projeyi. Çok zor ama çok da zevkli bir tecrübe oldu benim için. Filmimizi 2015 yılında çektik ancak en önemli kısmı; kurgu, montaj, renk ve müzik çalışmalarını büyük bir titizlikle sürdürdüğümüz için bu yıl içinde tamamladık.