Bir dram ve iki korku filminin hem senaryosuna hem de yönetmenliğine imza attıktan sonra neden ve nasıl bu dramatik gençlik komedisi fikri ortaya çıktı?
Doğa Can Anafarta: Romantik komedi de diyebiliriz bunların yanında. Ben ilk sinema filmimi 20 yaşımda çektim, 21 yaşındayken de vizyona girdi. O sırada da üniversitede okuyordum. Bir anda ben de işsizlik korkusu başladı, geleceğim ne olacak, nasıl iş bulacağım diye. Bu geride kalma korkusundan uyuyamamaya başladım. Ciddi biçimde. Sonra bunları yazmaya başladım. Yazarken de işsizliği aldım ama dram değil komedisini yapmak istiyordum. Amatör çekmeye de çok alışkındım, çevremin desteği ile 90 dakikasını çektim. Sonra o şekilde kaldı o film. Askere gittim, döndüm; dağıtım sektörü girdim. Dağıtım sektöründen sonra korku filminde gerçek bir açık ve talep olduğunu gördüm. Korkuya girişim de bu şekilde olmuştu. İkinci korku filmimde (Alamet-i Kıyamet) şu anki filmimin de yapımcısı olan Asteros Film şirketi ve Kanat Doğramacı ile beraber çalıştık. Kanat’a üniversite yıllarında çektiğim o filmi seyrettirdim, bunu günümüze uyarlamayı teklif ettim. İnsanların ilgisini çekebileceğine inanıyordum, Kanat da beğendi projeyi, inandı. Aslında daha küçük başlamıştık bütçe olarak, geldiği noktada ise 300 mekânla devasa bir hale ulaştı!
Korku türünden çıkıp bu yöne dönebilmek benim için de büyük bir şans oldu. Ben farklı türler yapmak istiyorum açıkçası.