The Space in Between: Marina Abramovic and Brazil

Kimi sanatçılar vardır ki işlerinin etkisinden kurtulmak kolay değildir. Algınızı değiştirebilecek işlere imza atarlar ve bunu size sunarak sizin hayatınızı azar azar değiştirirler. Bir daha asla sanatın derinliklerini hissettiğinizi unutamazsınız. İşte şimdi yazdığım film bu sanatçılardan birinin hikayesi...

Sırp performans sanatçısı Marina Abramović'i hemen hemen hepimiz tanırız. 1960'larda ortaya çıkan vücut sanatı akımının en önemli temsilcilerinden biri olan sanatçının çalışmaları her zaman hayranlık ve ürpertiyle karışık duygular uyandırmıştır. Denenmemişi deneyen bir kadın olarak Abramovic, hayatı boyunca sanatıyla olduğu kadar sanata duyduğu tutkuyla da öne çıkan bir kadın oldu. !f İstanbul'un 16. yılında seçkisinde yer verdiği "The Space in Between: Marina Abramovic and Brazil" bize bu cesur kadının sanatı ve ruhu için yaptığı derinlikli bir yolculuğu anlatıyor.

Marco Del Fiol imzalı film sanatı seyircisine adeta enjekte eden bir yapım. Müthiş kareler, görkemli renkler, aykırı sahneler ve fotoğraf mı yoksa bir sekans mı olduğunu anlayamadığınız anlar filmde bol bol var. Brezilya'nın derinliklerine giderek sanatını geliştirebilmek adına yine yapılmayanı yapan cesur kadın, yeni işlerine ruhunu ancak bu kadar katabilirdi.

Medyumlardan bitkisel ilaçlara pek çok yolla iyileşmenin izinden giden Abramovic, hem sanatı için hem kendisi için yapıyor bunu. Cinsiyet eşitsizliğine dair yaptığı performans çalışmalarıyla hatırlanan sanatçı yeniden ilhamı arıyor. Ruhundaki yaraları sarmaya çalışıyor; bir kadın ve bir sanatçı olarak.Geçmişin yaralarıyla yüzleşmek ve acıyı tekrar göğüslemek hepimiz için olduğu gibi onun için de bir hayli zorlayıcı oluyor.

Filmin müzikleri de en az kareleri kadar etkileyici. Etnik Brezilya kültüründen bir hayli faydalanan film performans sanatlarına ilgi duyan ve Marina Abramović'le tanışmak isteyen (ki bence herkesin tanıması gereken bir sanatçı) sinemaseverlere tavsiye ederim.

Su BAHADIR