İstanbul Modern Sinema ve Goethe-Institut Istanbul işbirliğiyle düzenlenen program Almanya'dan Yepyeni Filmler seçkisi ve Gri Bölge başlığıyla 1-11 Aralık 2016’da sinemaseverleri aydınlık ve karanlık, iyilik ve kötülük, karamsarlık ve umut, düşmanlık ve dostluk, nefret ve sevgi, merhamet ve acımasızlık gibi zıt kavramlar arasında dolaştırmaya davet ediyor.
Gösterilecek filmler arasında;
Gelgitlerimiz
15 yıl önce deniz kıyısındaki küçük bir köy olan Wildholm’de deniz ve denizle birlikte bütün çocuklar kaybolmuştur. O zamandan beri boş sokakları ve bakımsız evleriyle köyde bir mezar sessizliği hüküm sürmektedir. Çocukların kaybolmasıyla birlikte bütün yetişkinlerin yaşam sevinci ve umudu da kaybolmuştur. İki genç fizikçi olan Jana ve Micha bu gizemli durumu araştırmak için Berlin‘den köye gelirler. Köy ahalisi onlara aksi davranır ve yardım etmek istemez. Sadece köyde kalmış tek genç olan Hanna onların araştırmalarına ilgili gösterir. Birlikte bu olayın üzerindeki sis perdesini aralamaya çalışırlar.
Polizeiruf 110: Kurtlar
Christian Petzold'ün yönettiği ikinci Polizeiruf 110 filminin baş kahramanları yine Münihli polis müfettişi Hanns von Meuffels ve aşık olduğu Hamburglu meslektaşı Constanze Hermann. Constanze, Bavyera'nın bir köyünde bulunan yaşam ve sağlık merkezinde alkol bağımlılığını tedavi etmeye çalışmaktadır. Çok alkol aldığı bir gece dışarı çıkar ve dolaşırken bir kurt görür. Gördüğünün alkolün etkisiyle oluşmuş bir sanrı olduğunu düşünse de ertesi sabah genç bir kadına ait bir ceset bulunur. Cesedin yüzü vahşi bir hayvan tarafından parçalanmış durumdadır.
Ania içine kapanık genç bir kadındır. Ev ve iş arasında geçen hayatının tekdüze ritmi günün birinde parkta karşılaştığı kurtla sarsılır. Bu vahşi hayvanla bakışlarının kesiştiği andan itibaren Ania da değişmeye başlar. Giderek çevresinden uzaklaşır ve kurdu takıntı haline getirir. En sonunda hayvanı yakalayıp evine hapseder. Böylece Ania ve kurt arasında başka kimsenin anlam veremeyeceği bir ilişki başlar. Artık genç kadın toplum kurallarını unutmuştur ve sadece içgüdülerine kulak verir.
Manuel Kaminski, zamanında Matisse’in öğrencisi ve Picasso’nun arkadaşı olarak sanat dünyasına girmiş ve görme yetisini kaybetmeye başlayınca “kör ressam” lakabıyla ünlenmiştir. Modern sanat tarihinin ilginç efsanelerinden Kaminski, uzun zamandır insan içine çıkmamaktadır. Hatta onun çoktan öldüğünü sananlar bile vardır. Başına buyruk ve fırsatçı gazeteci Sebastian Zöllner ise Kaminski’nin münzevi hayatı sürdüğü İsviçre Alpleri’ndeki evin adresine ulaşır. Sonuçta Zöllner beklenmedik şekilde kendisini bu efsane ressamla bir yolculukta bulur.
Bir Alman Gençliği
1960'lı yılların Federal Almanyası’na ve Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) örgütünün kuruluşuna bir bakış. Fransız yönetmen Périot filmde, her türlü ek yorumdan kaçınarak sadece arşiv materyali kullanırken, "Yeraltı"ndan belgelerin karşısına dönemin basınındaki yansımaları koyuyor.
Ölümcül Yalanlar
Paul ve Christine boşanmış bir çifttir. Ergenlik çağındaki kızları Sarah bu ayrılığı bir türlü kabullenememiştir ve giderek iletişim kurulması daha zor birisine dönüşmektedir. Fakat ne Paul ne de Christine, kızlarının içine düştüğü bunalımın sonuçlarını kestiremez. Sarah’nın en yakın arkadaşı Charlie kayıptır ve bütün ipuçlarının işaret ettiği o korkunç ihtimali kızları da kabul etmektedir: Sarah, kıskançlık nedeniyle çıkan bir kavga sırasında Charlie’nin ölümüne neden olmuştur. Paul ve Christine buna inanmakta zorluk çekseler de hem kızlarının hem de kendilerinin geleceğini düşünerek cinayeti örtbas etmeye çalışırlar.
Dört Kral
Lara, Alexandra, Timo ve Fedja adlı dört genç, Noel zamanı olmasına rağmen evlerinde yaşanan huzursuzluklar nedeniyle gençlere özel bir psikiyatri kliniğindedir. Onlarla ilgilenen doctor Wolf’un ise Noel’i birlikte geçirecek kimsesi yoktur. Herkes için zorlu geçen terapi seansları sonucunda olan bitenin temelinde gençlerin ailelerinde yaşananlar olduğu ortaya çıkar.
Daha fazla bilgi için www.istanbulmodern.org adresine uğrayabilirsiniz.