Gladyatör gibi sinema tarihinde yıllarca konuşulan filmlerde rol alan oyuncu Connie Nielsen, 53. Uluslararası Antalya Film Festivali merkezinde yer alan Hadrian Salonu’nda basın mensuplarıyla biraraya geldi. Uluslararası Yarışma Filmleri kapsamında ‘İtiraflar’ adlı filmi de seyirciyle buluşacak olan ünlü yıldız samimi açıklamalarda bulundu.
Kenya’nın başkenti Nairobi’de bir okul inşa ettiren Nielsen, orada yaptığı çalışmaları ‘Ben Kenya’ya ilk kez “Lost in Africa” filminin çekimleri için gittim. Bu çekimden dolayı da oranın kenar mahallelerine gittim. Orada yaşayan oradan yetişmiş sanatçılarla çalıştım ve bütün film orada çekildi. Ömrümde bu derece yoksulluk görmedim. Bunu görünce çok öfkelendim, çok kızdım ve bir şey yapmak istedim. Benden bu yoksunluğa dikkat çekmek için bir kuyu açmamı rica ettiler. Orada yaşayan ve yoksunluk içerisinde olan bu insanların temiz suya ve işe ihtiyaçları vardı. İş için meslek edinmeye ihtiyaçları vardı. Meslek edinmek için de eğitime ihtiyaçları vardı. Bu yüzden bir toplum merkezi açtık. Orada her şey var. Temiz su, duş, tuvalet, camaşır ama daha önemlisi eğitim çalışması yapıyoruz. Gönüllülük esasına göre çalışmalarda bulunuyoruz. Şimdiki gidişimde genç sanatçılar için bir oyunculuk kursu vereceğim ama bu kurs sayesinde baştan sona bir film yapmanın bütün aşamalarını öğrenecekler. Bu sayede kendi hayatlarını kendi öyküleri ile anlatma fırsatı yakalayacaklar ve umarım bütün dünya da onların öykülerinden haberdar olacak’ dedi.
Yeni filmi ‘İtiraflar’da bir çocuk kitapları yazarını canlandıran Nielsen ‘Bu filmdeki yazar karakteri hakkında da konuştu. Nielsen, film konusundaki hazırlık aşamalarını anlatırken ‘Filmin çekimlerine haziranda başladım. 13 kilo almam gerekti. At binme eğitimi alıyordum, gerçekten çok ama çok yoruldum. Fiziksel eğitimler çok yorucuydu’ ifadelerini kullandı. ‘Kadına gücünü veren nedir, bulunduğu durumun avantajının sağladığı güç mü yoksa hataları mı’ sorusunu çok beğendiğini belirten Nielsen, ‘Bence insanı güçlü yapan hataları ve bunlarla yüzleşebiliyor olmasıdır’ dedi.
Yüksel Aksu'dan çarpıcı açıklamalar!
Dondurmam Gaymak, Entelköy Efeköy’e Karşı, İftarlık Gazoz gibi sevilen filmlerin yönetmeni Yüksel Aksu, önceki gün 53. Uluslararası Antalya Film Festivali kapsamında Festival Merkezi’nde bulunan Hadrian salonunda ‘Sinema Sinemadır, Sadece Arthouse Değildir’ başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Ünlü yönetmen sinema sektörüne dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
"Sinema sinemadır. Sadece Arthouse Değildir’ diyerek başlayan Aksu ‘Hiç kimsenin gitmediği sinema filmi eşittir yüksek sanat, kalabalıkların gittiği ise arkaik diye bir denklemden söz edemeyiz. Bir sektör çalışanı olarak alarm veriyorum. Sinema sanatı sadece festival filmleri olarak anılan kategoriye ya da bağlama sığmayacak kadar geniştir" diyen yönetmen, "Seyirci ile ilişki kurmuş kalabalıklara ulaşmış filmler, sanki sinema değil de kendi içine kapanmış ve yüksek sanatın temsilcisi olarak algılanıyor. Son yıllarda birbirinden çakma Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz taklitleriyle karşılaşıyoruz. Bu arkadaşlarımın özgünlüğüne de zarar veren bir durum. Bazı filmler 200-300 seyirciye düşmeye başladı. Sizi eşinizin dostunuzun, meslektaşlarınız ya da sinefillerin de izlemediği anlamına gelir bu. Halbuki eskiden böyle değilmiş. Mesela Türkiye’nin ilk büyük ödüllü sinema filmi Susuz Yaz, Berlin’de Altın Ayı da alır, aynı zamanda Türkiye’de 7 ay kapalı gişe seyirciye oynar. 1982’de Yol filmi Altın Palmiye’yi de alır, haftalarca Fransa’da kapalı gişe de oynar. Yetmiyormuş gibi 17 yıl aradan sonra Türkiye’de vizyona girdikten sonra kendi döneminin rekorunu kırar" diye konuştu.
Sinema sektöründeki bu sorunun çözülmesinin yöntemlerini sıralayan Aksu ‘Birincisi: Sinema salonlarına girdi diye bir filmi taca çıkartmamalı. İkincisi: Çok gişe yaptı diye taca çıkartmamalı. Belki türlerine ve bağlamlarına göre kategorilere ayrılmalı’ dedi.
Uluslararası Antalya Film Festivali 23 Ekim tarihine dek devam edecek.