Peki, ülkemizin içinde bulunduğu bu durum sizce rüya mı, gerçeklik mi, kabus mu? Film bana bunları düşündürdü çünkü... Acaba uyansak bütün bunlar geçer mi?
Derviş Zaim: Felsefede “acaba biz kötü niyetli bir cinin gördüğü rüya mıyız?”, gibilerden cümleler sarf eden çok önemli figürler elbette var. Onların da farkında olan bir insan olarak senaryoyu yazdım. Ama film bağlamında konuşmak gerekirse, ki film bağlamında konuşalım, sadece kabustan ibaret bir tablo yok film içerisinde çünkü film o dev köpeğin, 7 Uyurlar’ın köpeğinden esinlenen Kıtmir’in İstanbul Boğazı’nda geceleyin dolaştığı, İstanbul’un içinde dolaştığı bir sahne ile bitiyor. Bu bir kabus sahnesi değil. Dolayısıyla, kabustan ibaret bir film yapmak istemem, dünyayı böyle yorumlamak istemem. Dünya böyle olsa bile, çok karmaşık olsa bile onu kabustan ibaret biçimde yorumalamanın insanın özgürlüğü konusunda bazı bariylerler yaratabileceğini düşünüyorum, bu yüzden kendime engel olmaya çalışırım diyeyim.