Siz bir korku filmi seyircisi misiniz peki, sever misiniz türü?
Adnan Koç: Severim evet, fırsat buldukça izlerim, oldukça düşkünüm korku filmlerine…
Filmde ölümsüz aşk teması var. Sevdiğinin ölümünü kabullenmeyen ve onu yeniden hayata döndürmeye çalışan bir genç var. Bir insan gerçekten de bu kadar sevebilir mi sizce? Bu devirde olabilir mi böyle bir şey?
Adnan Koç: O kadar güzel bir soru ki. Geçmiş dönemlerde böyle şeyler var, denenmiş şeyler. Onu da araştırdım. Var idiyse bugün yok, ben zannetmiyorum. Belki hastalığın getirdiği bir şey olabilir, ama bugün artık sosyal medya da günümüzde bu kadar yaygınlaşmışken sanmıyorum., böyle bir aşk mümkün değil. Ama bana sorarsanız, ben duygusal bir insanım, aynı zamanda müzisyenim, bunun da getirmiş olduğu bir duygusallıkla aşka inanıyorum. Ama bu boyutta bir aşk çok zor. Bir insan öldükten sonra yani birini kaldırıp mezardan çıkartması, onu karşısına alıp diriltme seansına girişmesi… Ama şu var, ben buna inanıyorum, insanlar çok sevdikleri birinin arkasından ölürler ama yavaş yavaş ölebilirler. Böyle bir aşk vardır. Bunu belki hani iki kişinin yaşadığı aşka da çeksek, anneyle çocuğun yaşadığı bir ilişkiyle de ilişkilendirebiliriz. Çünkü Allah korusun bir annenin çocuğunu küçük yaşta kaybettiğinde onun için kendini feda edebileceğini düşünebilirim, ama iki kişi arasındaki bu tutkuda bir aşk, bu dönemde çok zor.
Cem Bey, o soruyu size de sorayım; sonuçtan memnun musun?
Cem Uslu: Açıkça söyleyeyim; kendi sahnelerimi rahat izledim çünkü ne olacağını biliyordum, nereden ne çıkacağını falan… Ama oynamadığım sahneleri çok zorlanarak izledim. Hatta bazen gözlerimi kısarak, ellerimle gözlerimi kapayarak filan izledim korktum çünkü gerçekten.