"Lanetli Anahtar" sizin ilk uzun metraj yönetmenlik deneyiminiz. Bu süreç nasıl gerçekleşti? Neden ilk uzun metrajınızda korkuya yöneldiniz?
Hasan Gökalp: Korku filmi ve hatta Türk Sineması korku filmi diğer alanlardaki filmlerden daha teferruatlı bir alandır ve dolayısıyla zor bir süreç olmaktadır. Korku alanının bir çok muhasebe kısmı vardır. Bunlardan birkaç tanesi sürekli devamlılık isteyen makyajı olsun, sanat olsun, oyunculuk hakimiyeti, o duyguyu sürekli koruyabilmek, onun takibi, post prodüksiyon sürecindeki efektler, sesler vb. gerçekten de ciddi bir matematik içeren ve hata istemeyen çok da zor bir alan olmasına rağmen korkuya yöneldim. Çocukluğumuzda Mardin ve Batman gibi illerde ailelerimizin ve çevremizin yaşadığı birçok cin vakasına şahit oldum, birçok hikaye biliyorum, ciddi araştırmalara girdim, filmi çekmeden önce bu işin ilmini bilen insanlar araştırdım. İstanbul'dan yola çıkıp Manisa, İzmir gibi illere hareket ettim. Edindiğim bilgiler ve delilleri toplayıp senaryoya işledim ve "Lanetli Anahtar" filmin çatısı altında topladım. Böylece güzel bir ekip ruhuyla ortaya gerçeklerden ibaret bir film çıkardık.