Genç Pehlivanlar, bir belgesel olarak yurt içi ve yurtdışında oldukça ses getirdi. Berlin'de anlamlı bir ödül aldı. Projeyi biraz anlatır mısınız?
Aslı Akdağ : Genç Pehlivanlar, Amasya’da Güreş Eğitim Merkezinde yatılı olarak kalan okuyan çocukların hikayesi. Bu kurmaca belgeselimizde odaklandığımız konu, 10 ila 17 yaşlarında, ilk defa alesinden ayrı düşerek buraya gelen çocukların yaşadıkları.. Ailesini kaybettiği için buraya gelenler, köylerinde okuma imkanı olmayıp burada yatılı okuyanlar, anne babası ayrı olduğu için burada yetiştirilenler.. Bu alt hikayelerin üzerinde bu okula gelen çocukların hepsinin ortak hedefi güreş şampiyonu olmak, dünyada ve Türkiye’de başarı ve derece kazanmak.
Ama daha önemlisi yapmaya çalıştıkları şey, kendilerine güvenerek buraya gönderen ailelerine ve okuldaki hocalarına kendilerini ispatlamak. Bu kırılgan, ergenliğe geçiş yaşlarındaki mücadele, çocukluklar açısından hızlı bir büyüme sürecine geçiş dönemi gibi. Filmde de hocalardan birisinin şu cümlesi, aslında çocukların hayatla yüzleşmelerine dair ne demek istediğimi daha iyi aktaracak. Belgeselimizin bir sahnesinde Harun Hoca öğrencisi Beytullah’ı üzülürken teselli eder ve şunları söyler: “Beytullah, artık çocukluk bitti.”..
Projenin farklı olması, ilk defa güreş sporunu çocukların gözünden anlatırken onların ergenliğe geçişine de farklı bir açıdan bakmamızı sağlıyor olması nedenleriyle ses getirmesini bekliyorduk doğrusu.. Ama Berlin’deki ödülün sürpriz olduğu bir gerçek. Evrensel bir hikaye anlattığımızın farkında olsak da bunun izleyiciye geçtiğini görmek gerçekten paha biçilemez bir hazdı.