Hem Gezi Direnişi hem de Türkiye’deki LGBT hareketi hakkında #direnayol. Filmin aynı zamanda yönetmeni ve yapımcısı olan Rüzgâr’ın trans arkadaşı Şevval hakkında bir belgesel çekmek için yola çıktığı 2013 Haziran’ında bir anda kendilerini Gezi olaylarının ortasında bulmalarıyla tetiklenmiş bir proje. Temel meselesi de LGBT hareketinin Gezi Direnişi’nde üstlendiği rol. Politik veya apolitik, farklı gruplar arasında nasıl beklenmedik köprüler kurulduysa Gezi sürecinde, LGBT hareketinin kazandığı görünürlük ve yaygın destek de bunların arasında en öne çıkanıydı. Çünkü eşcinseller direnişin ilk andan itibaren ön saflarındaydı. Asla kendilerine yaklaşmayacağını düşündükleri gruplarla mücadele arkadaşı olmuşlardı. #direnayol’un ilk yarısı Gezi sürecinde yaşananlara, ikinci yarısı da Gezi’nin hemen ardından 30 Haziran’da gerçekleşen geniş katılımlı Onur Yürüyüşü’ne ayrılıyor. Geçtiğimiz sene polis müdahalesiyle dağıtılan ama 2013’te Gezi’nin bir uzantısı gibi şenlik havasında yaşanmış olan Onur Yürüyüşü’ne…
Rüzgâr’ın filmi asıl derdine odaklı kaldığı ve eğlenceli bir güllüm havasını yakalayabildiği sürece gayet keyifli, hatta etkili bir iş. Yalnız kabul etmek lazım ki 64 dakikalık orta metrajlı süresini yer yer konudan uzaklaşarak veya anlatısına hizmet etmeyen kurgu oyunlarıyla doldurmaya çalıştığı da oluyor. Dolayısıyla daha çok bir hatıra filmi gibi duruyor. Türkiye’deki LGBT hareketinin Gezi’den bu yana kanser veya trafik kazası gibi farklı sebeplerle kaybettiği Ali Arıkan, Boysan Yakar ve (filmde çok kısa görünse de) Zeliş Deniz’i de anan #direnayol, özellikle kapanış bloğunun neredeyse tamamını Boysan’a ayıran bir hatıra filmi… Ama son aylarda geleceğe dair iyice karamsarlığa kapılanlarımız, Gezi’de yakalanan umudu kaybedenlerimiz varsa, o heyecanı ve direnme dürtüsünü yeniden hissetmek, canlandırmak için son derece önemli olabilir bu hatıralar.
Ali Ercivan