Geçen sene Reyan Tuvi’nin Gezi belgeseli 'Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek' nedeniyle yaşanan sansür tartışmalarının ardından bu sene Antalya Film Festivali'nde ulusal belgesel yarışmasının kaldırılmasıyla birlikte sinemacılardan tepki geldi. Hürriyet'in haberine göre 150'den fazla sinemacının imza attığı 'Bu toplu bir sansürdür' başlıklı ortak açıklamada "Festivalin hiçbir etkinliğine katılmayacağız" denildi.
150 sinemacı, festival yönetiminin sansürcü yaklaşımını terk edene kadar Uluslararası Antalya Film Festivali’nin hiçbir etkinliğine katılmayacaklarını açıklayarak tüm sinemacıları da dayanışmaya ve desteğe çağırdı. 150’den fazla sinemacının açıklaması şöyle:
"Antalya Altın Portakal Film Festivali, bilindiği gibi 2014 yılında Reyan Tuvi’nin “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” belgeselini yarışma programından çıkararak aleni bir sansür uygulamış, gelen tepkilere rağmen tavrını değiştirmemiş ve sansüre karşı çıkan belgesel sinemacılar ile jüri üyeleri tarafından boykot edilmişti.
Geçen yıl yaşanan sansür ile anılan festival, bu yıl adını Antalya Uluslararası Film Festivali olarak değiştirerek programından Ulusal Belgesel Yarışması’nı çıkardığını açıklamış, böylece geçmişteki skandal hatalarını telafi etmek yerine, belgeselcilere toplu ambargo uygulama kararı almıştır.
Tepkiler üzerine festivalin yaptığı “Belgesel filmlerin ulusal ve uluslararası ana yarışmalara katılabileceği, özel gösterim altında yer alabileceği” yönündeki açıklama ise bir kandırmacadan ibarettir. Belgesellerin uzun metraj kurmacalarla rekabet ederek Ulusal Yarışmaya seçilebilmesinin zorluğu bir yana ‘özel gösterim’ başlığı altında festival yönetiminin seçeceği bir kaç ‘zararsız’ belgeselin gösterilmesi festivalin belgesellere kucak açtığı anlamına gelmemektedir. Bizim açımızdan bu ambargonun nedeni açık ve nettir: Belgesellerin siyasi içeriğinden korkulması ve yerli belgesellere toplu sansür uygulayarak bu “baş belası”ndan hepten kurtulma hevesidir.
Festivaller, belgesellerin yegane gösterim olanağı yakalayabildiği, bilhassa Antalya seyircisinin yoğun ilgi gösterdiği, ele aldıkları konular hakkında bir tartışma ortamının yaratılmasına vesile olan kamusal etkinliklerdir.
Tüm zorluklara rağmen her yıl yüzden fazla belgeselin üretildiği bir ülkede, kamusal kaynaklarla gerçekleştirilen festivallerin bu şekilde belgesel sinemayı dışlayarak belgeselcilere kapılarını kapatması, belgesellerin seyirci ile buluşmasını engellemesi kabul edilemez.
Bizler biliyoruz ki festivalin bu tutumu, senelerdir muhalif gazetecileri baskılayan, hapislere tıkan, sadece son bir yılda çoğunluğu muhalif ve Kürt haber siteleri olmak üzere toplam 52 bin internet sitesini karartan, dergileri matbaalardan toplatan yasakçı zihniyetin bir devamıdır.
Bu şartlar altında, biz aşağıda imzası olanlar, festival yönetimi söz konusu sansürcü yaklaşımını terk edene kadar Uluslararası Antalya Film Festivali’nin hiç bir etkinliğine katılmayacağımızı bildiriyor ve tüm sinemacı meslektaşlarımızı bizimle bu konuda dayanışmaya çağırıyoruz."