Yönetmen görüşünü baktığımda sizin taşra ve şehri biraz karşılaştırmak istediğinizi anlıyoruz! Bu durumda taşradan dağılan bir ilişki şehirde toplanmış mı oluyor?
Halil Özer: Hem evet hem hayır. Taşramızı geride bırakıp, şehre geldiğimizde belki bir aile olarak bir arada duruyoruz fakat bir yandan da akrabalarımızı, dostlarımızı ve bütün alışkanlıklarımızı geride bırakıyoruz. Firak’taki karakterlerin hikâyeleri de böyle. Belki şehirde bir aradalar ama geçmişleri, aileleri, dostları taşrada. Bu anlamda kimseyi şehirde pembe panjurlu bir ev beklemiyor. Daracık TOKİ evleri ya da yıkılmaya yüz tutmuş evler, sokaklar bekliyor.