Filmin fazlaca bir mekânı olmamasına rağmen güzel görüntüler yansıyor, bunu tamamen mekâna bağlamak ne derece doğru olur, bunu başarmak için neler yaptınız?
Halil Özer: Bu benim çok sık karşılaştığım bir soru oldu aslında. Muhtemelen, film vizyona girdikten sonra daha da sık duyacağım… Her filmin bir ritmi vardır. Bu ritim kamera kullanımından tutun da kurgu masasındaki montaja, oyuncunun mimiklerine, jestlerine kadar uzanır. Firak için bir ritim seçtim ve onu uyguladım. Buna görüntüler de dâhil. Çekeceğim sahnenin duygusunu hissedip, ona uygun bir resim belirliyordum ve kameramanıma kamerayı koyması gerektiği yeri ve takması gereken lensi söylüyordum. Fakat bir yandan da filmin ritmi o kadar netti ki benim için, aslında baktığımda gördüğüm görüntüleri çektim. Bilmiyorum, belki de yönetmen olmak böyle bir şey. Çünkü sette herkes merakla bu defa nasıl bir kadraj, resim belirleyeceğim diye bana bakıyordu çaktırmadan. :)