Mary ve Max (Mary and Max)
Mary ve Max (Mary and Max)’i 2009’da izledim, itiraf edeyim, biri bir DVD tutuşturdu elime, "Bu film Türkiye’de gösterime girmedi ama sen bir izle, çok değişik" dedi, ben bir izledim, bir ağladım, bir dağıldım, bir toparlanamadım ki sormayın gitsin…
Sonra film 2010’da İf İstanbul Festivali sayesinde Türk izleyicilerle de beyazperdede buluştu. Uzun süredir bilgisayar masaüstümü süsleyen filmden bahsediyorum ben, favori filmimden evet, bu yüzden aslında kelimeleri de doğru seçmeye çalışıyorum, daha fazla kişiselleştirmemek için durumu.
Mary ve Max kısaca, Avustralya Melbourne’da yaşayan 8 yaşındaki Mary ile Amerika Manhattan’da yaşayan 45 yaşındaki Max’in 20 yıl süren mektup arkadaşlığını konu alan bir animasyon film. Teknik olarak stop motion yöntemiyle çekilmiş ve bir hamur-animasyon. Bu anlamda filmdeki prodüksiyon emeği çok büyük, çekimler 5 senede bitmiş. Hikaye ise senarist/yönetmen Adam Elliot’un kendi yaşadığı deneyimden esinlenerek ortaya çıkmış sıcak bir arkadaşlık hikayesi... Sıcak olduğu kadar karanlık, karanlık olduğu kadar komik, komik olduğu kadar acıklı ve sıkıntılı bir film Mary ve Max. İşlediği konular kısaca şunlar: çocuk ihmali, yalnızlık, kleptomani, ihanet, otizm, depresyon, anksiyete, suçluluk duygusu, agorafobi, ölüm korkusu… Herhalde filmi tanımlayan bu kelimelerden bunun bir çocuk filmi olmadığı çok açıkça belli oluyor değil mi?
Filmin hamur-animasyon olması ve öyküsü başta çocukların ilgisini çekebilecek gibi görünse de, ağır temposu ve depresif-sert konusu ile aslında çocukların hiçbir şekilde zevk almayacakları bir film olduğunu söyleyebiliriz, fakat şunu da söylemek lazım, filmin çocuklara göre olmayışının sebebi, diğer bazı animasyon filmlerin başvurduğu, “çocukların anlamayacakları espriler katıp o anlarda büyüklere göz kırpmak” kadar basit değil! Filmin tümü, tüm duygusallığıyla, tüm esprileriyle, tüm atmosferi, renkleri ve temposuyla, çocukların “keyif alamayacakları” türden. Filmin posterinde kullanılan renkler bile aslında çocuklara çekici gelen türde değil, işin "karanlıklığını" açıkça gözler önüne seriyor... Evet belki de Mary ve Max’i diğer animasyonlardan ayıran tam da bu, amaç direkt olarak büyüklere bir hikaye anlatmak ve bunu dürüstçe yapıyor! Ben bu açıdan Mary ve Max’i çok değerli buluyorum...
Bu film bir yetişkin filmi! Ve yetişkinlere sesleniyorum, eğer tüm eksik yanlarımıza rağmen bizi olduğumuz gibi kabullenen arkadaşlıkları özlediyseniz, mesafelere rağmen bir arkadaşlığın nasıl sürdürülebileceğine şahit olmak, arada kahkaha atıp birkaç saniye sonra gözünüzden duygusal bir gözyaşı akıtmak isterseniz, bu film tam size göre! Hele sizin de zamanında bir mektup arkadaşınız olduysa, vay başınıza gelenler!
Melis Zararsız