Hesabım
    68. Cannes Film Festivali'nde Haftasonu Notları!

    Duygu Kocabaylıoğlu festivali yerinde takip etmeye devam ediyor!

    Festivalde kadınlar kapışıyor: Mon Roi

    "Tutkulu bir aşkın sınırlarını nerede çizebilirsiniz; ya da çizebilir misiniz? İşin içine sorumluluklar ve zorlukları da paylaşmak girdiğinde aşka ne olur?"

    2011'de Polis ile Juri Özel ödülüne uzanarak adından uluslararası camiada söz ettiren Maïwenn, festivalin şimdiye kadar karşımıza çıkan bir diğer güçlü kadını olan Tony ile tanıştırıyor seyirciyi. Sabah 8:30 seansı için oldukça güçlü bir filme imza atan Maiween yazının girişinde yönelttiğimiz soruları filmin kırılma anı olan ilk yarım saatinden itibaren Vincent Cassel tarafından canlandırılan korkunç Georgio karakteriyle sormaya başlıyor. 

    Ne kadar aşık olursanız olun, sinir sisteminizin bir noktadan sonra kaldırmayacağı Georgio, Avrupalı, özgür kafalı, post -modern erkeklerin belli bir yüzdesini temsil ediyor denebilir. Öte yandan insani olarak kendi tanımıyla tam bir 'jerk' (serseri) olan karaktere karşı yönetmen Maiwenn'in Etienne Comar ile beraber imza attığı Tony, filmi seyredecek her kadının rahatlıkla özdeşlik kurabileceği bir potansiyeli sahip. Ama konuya bir o kadar da objektif yaklaşılmış; Sezar'ın hakkını Sezar'a Tony'nin hakkını Tony'ye vermek gerek! Film, yan karakterlerin hikayeye katkılarını atlamadan ilerleyerek paralel giden iki öyküye sahip. Kurgunun akışı hayatın akışı ile kesiştiği noktadayasa, zor beğenen Cannes seyircisi, filmi ayakta alkışladı. 

    Umarım Palmiye'lerden birine uzanır, fazlasıyla hak eden bir yapım. 

    facebook Tweet
    Öneriler
    Back to Top