Filmde neredeyse tek tipleşen bağımsız yapımlara nasıl bir gönderme var sizce? Yani Tarkovski olmaya devam mı edilmeli, yoksa terk mi edilmeli?
Tansu Biçer: Filmin bir göndermede bulunma gibi bir derdi yok aslında. Daha doğrusu Murat Düzgünoğlu'nun böyle bir derdi yoktu. O kendisinden bir hikayeyi dile getirmek istedi sadece. Bahadır'a da bu söyleniyor da filmin bir yerinde..
Sizin canlandırdığınız yönetmen tiplemesi çok tanıdık. Kafası çalışan, bu ülkenin entelektüeli diyebileceğimiz bir adamın maddi olarak çöküşü ya da duruşu gayet gerçekçi. Ülkede bağımsız kalmaya, istediğini yapmaya çalışmanın ahvali bu. Sizin bakış açınız nedir bu tipleme için?
Tansu Biçer: Yani evet bağımsızlık güç ve direnç isteyen bir şey katılıyorum ama biz filmde biraz Bahadır'ın da bütün başına gelenlerde sorumluluğunun olduğunu söylemek, çuvaldızı ona batırmak istedik. Neticede evet şartlar zor ama bunların karşısında ne kadar güçlü, ne kadar dik olduğu da tartışmalı biraz. Arabesk klipler çeken yapımcının biri dedi diye, yeni senaryoya fon bulmak için birtakım listeler yapıyor ki bağımsız kalmak ya da istediğini yapmak adına zayıf bir davranış bu.