Sony’nin siber teröristlerce tehdit edilmesi ve The Interview filmiyle ilgili tüm gösterim ve röportaj programlarını iptal etmesi üzerine elbette sorular dünya çapında kendini gösterdi: bu neden oldu, nasıl oldu, neden en son anda haberimiz oldu, tehdit mailleri ilk geldiğinde neden kimsenin haberi yoktu ve ortak bir duruşta bulunulamadı?
George Clooney, cevap bende diyor. George Clooney, kendisine ait olan ajans ile bir imza kampanyası düzenleyerek bu tehditlere karşı durmak istedi ama söylediğine göre Hollywood’un güçlü isimleri bu kampanyaya katılamayacak kadar korkmuşlardı.
Deadline dergisi Clooney ile konuyla ilgili kapsamlı bir röportaj yaptı. Clooney röportajda basının büyük bir kısmının görevini doğru yerine getirmediğini, Roma yanıyorken onların boşa zaman geçirdiklerini, biraz daha fazla çalışarak tüm olayın Kim Jong-Un sebebiyle Kuzey Kore olduğunu anlayabileceklerini söylüyor.
Clooney’in röportajından çarpıcı kısımlar:
“Gerçekten de bir ülkenin bizim ne izleyeceğimize, içeriğinin ne olacağına karar verebildiğinden bahsediyoruz. Bu sadece sinema değil, tüm iş dünyasını etkileyebilecek bir durum. Hack kısmını bir yana bırakırsak, düşünün ki biri binalarınızı patlatacağını söylüyor ve herkes buna boyun eğmek durumunda kalıyor. Sony korktuğu için çekmedi filmi, sinema salonları filmi oynatmayacaklarını söylediler. Çünkü avukatlarıyla konuştular ve eğer film gösterimi esnasında bir kişinin canına zarar gelirse, onlar sorumlu olacaklardı. Halbuki saçma bir komedi filmiydi vizyona girecek olan, ama asıl bu olaylarla bize çok şey anlatmış oldu film. İşte terörizmin gerçek tanımlanması; bir ölüm tehdidiyle tüm yaşam şeklimizi baştan aşağı değiştirebiliyor oluşumuz.
Hazırlayıp sektörden yüzlerce insana gönderdiğimiz, imzalamalarını beklediğimiz kampanyanın metninde Sony’nin kararının sonuna kadar arkasında olduğumuz ve bu teröristlere karşı tüm sektör olarak birarada durduğumuz yazıyordu kısaca, fakat bir kişi bile imzalamaya yanaşmadı. Bu iş hayatındaki herkesin ne kadar korkmuş olduğunu gösteriyor, bu ilerde bir elektrik firmasına, bir araba firmasına, bambaşka sektörde bir firmanın da başına gelebilecek bir durum. Yaşanan bu olaydan sinema sektörü şöyle etkilenecek; artık distribütör bulmakta zorlanılacak. Kritik konulu filmler yapıldığında bunlar artık stüdyo filmleri olamayacak. Dağıtım için de stüdyo şart oluyor, çıkın işin içinden… Şimdi biz The Interview filminin izlenmesini daha da çok istiyoruz, bu filmin izlenmesi gereken bir film olmasından dolayı değil, birilerinin bize ne izleyip izlemememiz gerektiğini söyleyemeyeceklerini anlamaları için.”
Bakalım gelişmeler neler gösterecek…