Bağlantı kurduğunuzda size hemen olumlu yanıt verdiler mi? O süreç nasıl gelişti?
Patricio Henriquez: Filmin en zor kısmı buydu diyebilirim. Elbette başlangıçta bize güvenmediler çünkü hiç tanımıyorlardı. Bence de haklıydılar ama benim için oldukça sıkıntılı bir dönemdi onların güvenini kazanmak. Önce avukatlar ve Guantanamo’daki hukuki süreci takip eden insan hakları örgütleri ile bağlantıya geçtik, onlardan yardım istedik ve onların sayesinde en doğru isme, Uygurların Guantanamo’da tercümanlığını yapan Ruşan Abbas’a ulaştık.
Filmdeki anahtar karakterlerden biri de Ruşan Abbas’ın katkısı ne oldu filme?
Patricio Henriquez: Ruşan, Uygur kökenli bir Amerikan vatandaşı. Ordu tarafından Guanatanamo’da tercümanlık yapması için işe alınmış ancak orada yaşanan haksızlıkları gördükten sonra taraf değiştirerek Uygur tutsakların özgür kalması için insan hakları örgütleri ile çalışmaya başlamış. Ruşan olmasaydı, bu film olmazdı. Benim şansım Ruşan’ın da bu projeye inanması oldu. Bu filmin sadece Guantanamo’dakilerin değil, kendi ülkelerinde Çin’in baskısı altında eziyet gören Uyguların da sesini duyurması için bir fırsat olacağını düşündü ve haklıydı.