Venedik Film Festivali’nden iki ödülle dönen Kaan Müjdeci yönetmenliğindeki “Sivas”, Türkiye prömiyerini AKM Aspendos Salonu’nda yaptı. Yoğun bir ilgiyle karşılanan gösterimde yer bulmak imkansızdı. Salona getirilen sandalyeler de talebi karşılamayınca sinemaseverler, salonun merdivenlerini de komple doldurdu. Film sonrası söyleşide de manzara farklı değildi; salonu dolduran sinemaseverler, bir saati aşkın süre boyunca yönetmene sorularını yöneltti.
İlk filmini çeken genç yönetmen Kaan Müjdeci, temel olarak ‘erkek dünyası’yla sorunu olduğu belirtti:
“Erkeklerle problemim var, erkekleri dünya için problemli görüyorum. Kavgaları, savaşları çıkaranlar, erkekler. Film Yozgat’ta çekildi ama ‘Yozgatlı erkekler böyle’ anlamına gelmiyor. Yozgatlı, Norveçli; fark etmez. Film elbette pek çok açıdan benim ruh halimi de yansıtıyor. Bazı durumlarda arabesk, bazı durumlarda kararsız oluyorum. Mesela filmde bir yerde köpek, benim sevdiğim bir insanın yerine geçiyordu, başka yerde Ayşe karakterinde ortaya çıkıyordu sevdiğim insan. Benim içimdeki 3 yıllık değişimle birlikte filmin hali de hep değişti”
Filmde bir köpekle bir çocuğun dostluğu anlatıldığı için yönetmene çocuklar ve hayvanlarla çalışmanın zorluğu da soruldu. Müjdeci, Aslan karakterini canlandıran küçük Doğan İzci ve diğer çocuklarla çalışırken dikkat ettiği noktaları şöyle anlattı: “En başında senaryoyu yazdığım zamandan itibaren 1 ay çocuk psikiyatristiyle çalıştım; o yaştaki çocukların gerçek tepkilerini doğru verebilmek için. Çocuklarla kardeş gibiydik. Çekimler 8 hafta sürdü, 2-3 prodüksiyon değiştirdik ama bu da çocuklarla daha çok çalışmak için şansımız oldu. Anaokulu gibiydi; beni, öğretmenleri gibi görüyorlardı, sonra ‘abi’ durumuna geldi.
Doğan’la bir anlaşmamız vardı: 4 buçuk gibi hava kararıyordu, 4 buçuğa kadar Aslan’sın, sonra Doğan’sın diyorduk. Festivale getirmememizin sebebi de bu; burada olsa kendini Aslan gibi hissedecekti, psikolojisi bozulabilir”