Korku sinemasına ilginiz nasıl başladı?
Özgür Bakar: Aslında ben komedi yazarıyım. Çok fazla sit-comda senaristlik yaptım. Ama şunu fark ettim çok fazla yönetmenlik isteğim var. Yazdıklarımın kötü çekilmesi beni yönetmenliğe itti ilk başta. 2005 yılında bağımsız sinemacılar olarak bir site kurduk Film Fabrikası diye. Bizden çıkan çok meşhur filmler de var Düğün Dernek mesela. Altyapısı hep birbirimize yaptığımız desteklerle oluşturuldu. O süreçte ben şunu hissettim. Yönetmenliği yani auteur durumunu seyirciye yansıtmak ve kendi tatminim açısından komedide yakalayamayacağımı hissettim. Öncelik yönetmen olmayı ispatlamakta. Atmosfer yaratmak, ışık, makyaj, efektler yaratmak… Önce kendimi kanıtlamak istedim, Türkiye’de çok fazla Woody Allen yaratıcılığı da ilgi görmediği için. Yönetmen komedi sineması yapmak 4-5 kişinin tekelinde. Belki aynı şartlarda çeksek bile korkuda yaptığımız şey komedide yapınca kötü sayılıyor. Böyle bir gerçek var. Aynı bütçeleri bile çıkarsak, aynı karı elde etsek, korku da başarı sayılan şey komedide başarı olmuyor. Ben de başarısız gözükmek istemedim açıkçası. Yönetmenliğimi de zorlamak adına. Bu oyuncu için de geçerli. Korku filminde başlamış bir oyuncu için de yüksek perdeden açmış gibi oluyor. Aslında zor bir segment.