Hesabım
    Sinemanın Dahi Çocuğu Cannes'da Basının Karşısındaydı

    25 yaşında 5. filmiyle Cannes'da Altın Palmiye için yarışacak olan Xavier Dolan, basın toplantısında son filmi Mommy ile ilgili soruları yanıtladı.

    Festivali beyazperde.com için yerinde izleyen genel yayın yönetmenimiz Melis Z. Pirlanti Xavier Dolan'ın son filmi Mommy için gerçekleştirilen basın konferansından notları takipçilerimizle paylaştı:

    FDC

    Gazetecilerin, filmlerinizde çoğunlukla yer verdiğiniz anne ile olan ilişki, sizin kendi annenizle olan ilişkiniz mi sorusuna genç yönetmen, “ilk filmim otobiyografikti, çocukluğum diğer filmlerime de etki etmiştir. Son filmimde de kendi çocukluğumdan etkiler olsa da buradaki anne karakterinin benim annemle hiçbir ilgisi yok, benim annem böyle biri değil.” cevabını verdi. Ayrıca, “Çocuk yaşta annemin hayatla tek başına savaşmasına şahit oldum. Belki de sinema yoluyla hayattan öç alıyordumdur. Sonuçta sinemada istediğiniz şeyi yapmakta özgürsünüz.” dedi. Cannes'da yarışıyor olmaktan mutlu musunuz sorusuna, çok mutluyum cevabını veren yönetmen, enerjiniz nereden geliyor sorusuna ise “Bilmiyorum, sinema benim için iş gibi değil, tutkumu gerçekleştiriyorum. Kendimi sürekli ifade etme ihtiyacı duyuyorum.” dedi. Yönetmene babanızla olan ilişkinizi filmlerinize yansıtıyor musunuz sorusu soruldu. Dolan bu soruya, “Babamla şimdi arkadaşça bir ilişkimiz var ama çocukken yoktu, az görürdüm. Babamı tanımıyordum, onu gözlemleyebilmem zordu. Filmlerimde baba figürünün olmaması bir alışkanlık oldu sanki farkındayım, bunun sebebi genel anlamda toplumda baba figürünün beni etkilemiyor olması. Toplumda kadının güçlü duruşu beni etkiliyor.” şeklinde cevap verdi.

    AFP

    Son filmi Mommy'de müzik kullanımıyla ilgili soruya, “Mommy'de müzik filmin içindeydi, radyoda, arabada, barda her yerdeydi... Müziğin özellikle o sahnenin içine uyup uymadığını gözetmedim hatta çok yerde uymuyor bence. Benim için bir anlamı vardı filmin ruhu açısından, 90'ların ruhunu yansıtması açısından... Genç yaşına rağmen bu denli üretken olmasıyla ilgili gelen soruya, “Bence bu iş için uygun yaş diye bir şey yok, kendime limit koyamam. Ben kendimi genç ya da yaşlı gibi düşünmüyorum. Eğer içimde bir hikaye varsa onu anlatmaya çalışıyorum.” dedi. Xavier Dolan, insanların filmlerim hakkındaki düşüncelerinden korkmuyorum. Korkularım var, kırmızı halıda düşmekten korkabilirim ama hikayelerimi anlatmaktan korkmuyorum, şeklinde konuştu.

    Filmdeki anne karakterini nasıl yarattınız sorusuna, “O zaten çok zevkli biri. Filmden önce kendisiyle modayla ilgili çok sohbet ettik. 90'lar, modern hayat, hipster meseleleri üzerine konuştuk. Aslında kıyafetler çok doğaldı. Öyle olduğunda oyuncu da kendini rahat hissediyor, üzerinde kostüm gibi durmuyor. “Annemi Öldürdüm” filminde filmi çocuğun tarafından görüyorduk, şimdi ise annenin açısından. Bir devam filmi diyebilir miyiz, sorusuna Xavier Dolan, “ Öyle düşünüyorsanız, iki filmin arasında bir denge oluşturuyorsanız buna bir şey diyemem ama benim amacım kesinlikle bu değildi. İlk film benim ergenlik düşüncelerimdi, bu filmi bambaşka duygularla çektim” dedi ve “Amerikan Rüyası diye bir şey var ama o bu insanlar için geçerli değil.  Umutlu olsalar da herşey ters gidiyor. Ben bunu anlatmaya çalıştım filmimde” diye devam etti.

    Uluslararası ünlü oyuncular yerine, Kanada hatta Québecli oyuncularla çalışmanızın nedeni nedir diye gelen soruya Dolan, “Bilmiyorum, bu fikri aramızda tartışmıştık... Yıllar önce 7 yaşında bir çocuğun annesini yaralamasıyla ilgili bir haber okumuştum gazeteden. Çok etkilenmiştim. Amerika'da, Amerikalı aktörlerle çalışırım diye düşünmüştüm ama son 5 senede kendi kişisel geçmişimin üzerine gittim. Filmimi yakın olduğum kişilerle, evde hissettiğim yerler ve kişilerle yaparsam daha iyi hissedeceğimi düşündüm. Kolaya kaçmak değil, buradan kendi çevremden etkilendim şeklinde cevapladı.

    Editörlük, yazarlık, oyunculuk, yönetmenlik, kurgu...Aynı zamanda birden fazla görevi üstleniyorsunuz, çok fazla sorumluluk alıyorsunuz diyen gazeteciye Dolan, “Hepsini çok seviyorum. En basitinden mesela kostümleri seçmek, en başından bir şeyleri tasarlamak... Kostüm, izleyiciye görsel olarak aktarılan çok önemli bir dil bence.” cevabını verdi ve “Sevdiğim şeyleri yapıyorum, yapabildiğimi hissediyorum. Bunların hepsi kafamda yer alıyor, özgürüm. Kollektif bir iş yapmak için sinema çok doğru ama yönetmen herşeyi en baştan düşünmeli, sonra işi gruplara bölmeli. Bu sözlerim diğer işleri küçümsemek gibi anlaşılmasın...”

    Gelen diğer bir soru ise filmde kullanılan çeşitli dillerle ilgiliydi. Sorunun devamında ise Altın Palmiye'yi kazanırsa bu ödül ulusal bir başarı olarak Fransızların mı yoksa Kanadalıların mı olur sorusuna, “Québecli'in Kanada da olduğuna eminiz, ödülü kazanırsak politik görüşüm ne olursa olsun, bu film Québecli bir film de olsa Uluslararası bir başarı olacak. Jenerasyon olarak ülkeyle çok ilgili değiliz, Ülke başarısından çok, ben bu jenerasyona vereceğim bir umut olarak görürüm.” dedi. İngilizce bir film yapacak mısın sorusuna ise evet cevabını verdi.

    Toplantıda, Dolan'ın filmin sinematografisinde kullanmayı tercih ettiği 1:1 orandan da bahsedildi.

    2014 Cannes Film Festivali'nden günlük gelişmeler için Beyazperde.com'u takip etmeye devam edin!

    Haber: Melis Z. Pirlanti

    facebook Tweet
    Öneriler
    Back to Top