Artist filmiyle Oscar kazanan Fransız sinemacı Michel Hazanavicius'un yeni filmi The Search'ün dünya prömiyeri 67. Cannes Film Festivali'nde gerçekleştirildi. Festivali beyazperde.com için yerinde izleyen genel yayın yönetmenimiz Melis Z. Pirlanti gösterim sonrası gerçekleştirilen basın konferansından notları takipçilerimizle paylaştı:
Basın toplantısında yönetmen Michel Hazanavicius'a yöneltilen ilk sorulardan biri eski ve yeni filmleri arasındaki ironi ve gerçeklik farkı oldu. "Daha önceden ironiye alışkındık, şimdi ise gerçeklerle burun buruna olduğumuz bir film var karşımızda. Bu değişiklik sizi zorlamadı mı?" sorusuna Hazanavicius şu sözlerle cevap verdi:
"Kolay değildi. Zaten ben hiçbir zaman kolay filmler çekmiyorum ama bu filmler, kendilerini gerçekleştirmem arzusu ile geliyorlar, bu arzu da filmin zorluklarını azaltıyor aslında... Bu hikayeyi anlatmak istememin sebebi bu konuyu az insanın dile getirmesi. Gazeteciler tabii ki gündeme getirdiler, röportajlar yapıldı zamanında ama sonra unutuldu, unutuluyor. Ben bu yüzden bu hikayeyi, sinemasal anlamda anlatmak istedim. Savaşın insani ve duygusal kısmını göstermek istedim. İronik ya da akıllı olmaya çalışacağım bir mesele değildi, bu yüzden farklı bir yaklaşım sergiledim diğer işlerimden. Karakterlerle daha direkt bir ilişki kurduğum bir deneyim oldu. Bir denge de sağlamaya çalıştım, gerçeklere olabildiğince sadık kalırken bunun bir sinema filmi olduğunu da unutmadan ilerlemeye çalıştım."
Bir kitap uyarlaması olan, 1948 tarihli The Search filmini izlediğinde çok etkilendiğini dile getiren yönetmen, "özellikle küçük çocuk ile savaşın insani tarafını göstermek" istediğini vurguladı : "Farklı iki kaderi birarada göstererek hikayeyi bütünlemek istedim." diyen yönetmen karakterlerini "...biri aslında çok masum, asla askerlikle alakası olmayan vicdanlı, neredeyse çocuk yaşta bir gencin insanlıktan çıkarılışı, diğeri ise savaştan kaçan küçük Hadji." olarak tanımladı.
Filmin bol ödüllü güzel oyuncusu Bérénice Bejo ise karakteri Carole'a dair bir soru üzerine aslında karakterinin başlangıçta tam bir "kahraman" olmadığını ifade etti: "...Savaştan etkilenen kişiler daha önde, daha kahramandılar. Carole sadece onları gözlemliyor, onlarla iletişim kurabiliyordu. Fakat sonra etrafında olup bitenlerden etkilenirken, tüm meseleyi düzeltemeyeceğini, herkesi kurtaramayacağını fark ediyor." diyen Bejo karakterinin en yakınındaki kişileri kurtarabildiği ölçüde kahramanlaştığını ekledi. Yönetmen Hazanavicius Artist filminden sonra neden Çeçen Savaşı ile ilgili bir film çektiğine dair soruya ise bu konunun aslında sinemada ne kadar sahipsiz kaldığını belirterek cevap verdi:
"Burada yüzbinlerce ölüm var ve uluslararası anlamda bir aldırmazlık da var, filmde bahsettiğimiz de bu. Ben daha önce Rwanda: History of a Genocide belgeselinde ortak yapımcı ve senaristtim. Filmin yönetmeni Raphael Glucksmann sayesinde aslında Çeçenya'da olup bitenleri öğrendim, çünkü onun babası Çeçenya'da olup bitenleri kamuoyuna duyurabilmiş bir entellektüeldi. Kendi geçmişimde, yani ailemin geçmişinde de katliamlar olduğu için konu daha kişisel oldu benim için sanırım."
Öte yandan karakterlerinin politik görüşlerinin olmamasını tercih ettiğini belirten yönetmen Michel Hazanavicius, filmin savaş sürecinde insan doğasına eğilen bir yapım olduğunu yeniledi. Son olarak filmin Full Metal Jacket'ten etkilenmemesi için öncesinde yeniden seyretmediğini dile getiren Hazanavicius, Stanley Kubrick'in tarzıyla da bir alakası olmadığını da vurguladı.
2014 Cannes Film Festivali'nden günlük gelişmeler için Beyazperde.com'u takip etmeye devam edin!
Haber ve söyleşi fotoğrafı: Melis Z. Pirlanti