Hesabım
    Club Sandwich Filminin Yönetmeni İle Söyleştik

    Bu sene İstanbul Film Festivali'nin Antidepresan bölümünde izleme fırsatı bulduğumuz keyifli film Club Sandwich'in yönetmeni Fernando Eimbcke de festival kapsamında ülkemizdeydi. Yakışıklı yönetmene sorularımızı yöneltmeden göndermedik.

    Filmin ritmi, üslubu demişken, bence filmin türü de kendine has. Komedi desek, öyle kahkaha attıran bir film değil, insan yüzünde hin bir tebessümle izliyor. Dramatik desek, aslında acı durumlar var ama asla dramatize etmiyor. Siz filminizi nereye koyuyorsunuz bu anlamda?

    Fernando Eimbcke: Bilmem. Ben komedi seviyorum. Bence filmimdeki karakterlerin durumları epey komikti. Fakat ben "deadpan komedi" stilini seviyorum. Buster Keaton ve benzeri karakterleri mesela… Durum komedileri, o an, o ciddi an, daha komik oluyor. Bence hayat ta böyle. Gerçek hayatta da böyle büyük espriler yapanlardansa sakin ama zeki espriler yapan insanları tercih ederim.

    Filmin sonunda izleyici olarak, "evet bunlar yaşandı ama hayat devam ediyor" mesajını alıyoruz sanki. Bu diğer filmlerinizde de hissedilen bir mesajdı. Siz gerçekten filmlerinizde hep bunu mu demeye getiriyorsunuz?

    Evet, çünkü ben bir hikayeyi kapatmaktan, sona erdirmekten hoşlanmıyorum. Hayat hakkında büyük laf edip, "hayat budur ve böyle yapmalısın" diyen filmlerden de hoşlanmıyorum. Kim neyi bilebilir ki, ben hayat hakkında ahkam kesemem, bilemem. Bazı durumlar yaşanır, çelişkiler olur ve hayat devam eder. Ve yeni bir hikaye başlar her zaman. Hector ve annesinin hikayesi bitemez ki, filmin bittiği nokta aslında en zor anların başlayacağı nokta. Çehov’un “The woman with the little dog” isimli kısa öyküsüne bayılırım. Onun da sonunda fikir aynıdır, ne olacağı bilinmez ama şu kesin ki yeni bir hikaye başlayacaktır. 

    facebook Tweet
    Öneriler
    Back to Top