Hesabım
    Sinema ve Edebiyat Köprüde Buluştu!

    33. İstanbul Film Festivali kapsamında düzenlenen panelde uyarlama süreçleri her iki pratik açısından da masaya yatırıldı.

    33. İstanbul Film Festivali’nin Köprüde Buluşmalar 2014 etkinlikleri kapsamında düzenlenen son paneli Film ve Edebiyat – Hakan Günday “Daha” ve Orhan Pamuk “Masumiyet Müzesi” başlığı ile bu sabah yapıldı. Akbank Sanat’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen panelde yakın dönem Türk edebiyatının en yetenekli kalemleri arasında gösterilen Hakan Günday ve eserlerin telif haklarını üstlenen Kalem Ajans kurucusu Nermin Mollaoğlu, İngiliz yönetmen Grant Gee ve yapımcı Janine Marmot sinema sektöründeki film ve edebiyat ilişkisini “uyarlamalar” bağlamında ele aldılar.

    Fransız yapımcı Isabelle Fauvel’in moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Hakan Günday son romanı Daha’nın Berlin Film Festivali “Books at Berlinale” etkinliğinde seçildikten sonra heyecanlarının da arttığını dile getirdi. Kendi kişisel yazım sürecinde temel amacının hikaye anlatmak olduğunu belirten Günday, yazarın uyarlama sürecine iki ayrı açıdan yaklaşabileceğini ifade etti. “Yazar ya sonuna kadar gider ve sürecin içinde bulunur ya da güvendiği ellere kitabını teslim ederek geri çekilir” diyen Günday, uyarlama projesinde hikaye patron olduğu sürece iki tarafında aynı düzlemde buluşabileceğini ekledi. Günday ayrıca ister sinema ister tiyatro uyarlaması olsun, bir kitap başka bir disiplinde uyarlanacaksa bu pratiğin kendi dinamikleri içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini de ekledi.

    Beyazperde.com’un sinema-edebiyat ilişkisinde iyi iş yapan filmlerin kitap satışlarına etkisine dair sorusu üzerineyse Nermin Mollaoğlu, maalesef filmi çıkan bir kitabın negatif etkiye maruz kaldığını ve satışların düşüşe geçtiğini, bunun sektörde genel kabul olan bir eğileme dönüştüğünü ifade etti. Öte yandan Berlin Film Festivali’nin kendileri için çok önemli bir tecrübe olduğunu dile getiren Nermin Mollaoğlu, kitapların sadece sinemaya aktarım sürecinde değil, yurt dışındaki yayın evi/çeviri hakları konusunda dahi ince eleyip sık dokuduklarını ve içlerine sinen, samimi işlerde yer aldıklarını ekledi.

    Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi adlı romanını beyazperdeye aktaran Grant Gee ise romanın kendisinin yanı sıra öykünün geçtiği İstanbul’dan ve romanla birlikte hayata geçen Masumiyet Müzesi projesinden çok etkilendiğini dile getirdi. Kurgu ve gerçeğin Masumiyet Müzesi’nde birbirini beslediğini dile getiren Gee, “Kalbimden vuruldum, aşık oldum. Bu kitap ile ilgili bir karar verme sürecim yaklaşık 1 saniyemi aldı. ” sözleriyle uyarlama projesine olan tutkusunu dile getirdi. Yapımcı Janine Marmot da bu projenin uyarlanma sürecinde oldukça heyecanla harekete geçtiklerini ve normalde uzun bir sürece yayılan prodüksiyon işinin Masumiyet Müzesi için çok daha kısa bir sürede tamamlandığını ifade etti. Gelen bir soru üzerine, filmin önümüzdeki baharda seyircisiyle buluşabileceğini ekledi.

    Panelde ayrıca bir eserin orijinal dili dışında çevrildiği dillerin de uluslararası arenadaki etkisi konuşuldu. Isabelle Fauvel çevirinin yazara yurt dışının kapılarını açtığını ifade ederken, uyarlama türünün uluslararası camiada, festivallerde ve yapım atölyelerinde gitgide öneminin arttığını ifade etti. Fauvel çeşitli çalışmalardan örnekler vererek, yapımcıların pazarda uyarlama filmlere olan ilgisinin yükselişe geçtiğini de ekledi.

    Film ve Edebiyat paneli ile bu seneki Köprüde Buluşmalar etkinliklerinin panul ve sinema dersleri festival içerisinde tamamlanmış oldu.

    Haber : Duygu Kocabaylıoğlu

    facebook Tweet
    Öneriler
    Back to Top