16 – 22 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan Adana Büyükşehir Belediyesi 20. Altın Koza Film Festivali’nin dünya sineması bölümünde, İskandinavya sinemasının seçkin örnekleri ‘Kuzey Işıkları’ başlıklı bölümde gösterime sunulacak.
Kuzey’in sertliği ve yalnızlığını kara mizahla birlikte bir insanlık komedisine dönüştüren usta isim Aki Kaurismäki, trajik kahraman Hamlet’i büyük bir şirketin entrikaları arasına yerleştirmiş. Para ve güç arzusunun bizleri nasıl insanlıktan çıkardığını espirili bir dille anlatan bu yapımın ismi ise “Hamlet İş Dünyasında/Hamlet Goes Business” (1987).
Kaurismaki biraderlerin büyüğü Maki Kaurismaki imzalı “Zombi ve Hayalet Tren/ Zombie Ja Kummitusjana” (1991) ise, Finlandiya’dan İstanbul’a bir zombi misali gezinen genç bir gitaristin absürd hikayesini anlatıyor.
Dogma akımının öncüsü Danimarkalı yönetmen Lars von Trier’in iddialı filmi Emret Patronum (Direktøren for det hele)”, işçi ve işveren arasındaki oyuncaklı işleyişi anlatırken, Norveçli Jens Lien, dünya festivallerinde büyük övgü toplayan “Uyumsuz Adam/ Sorun Yaratan Adam (Den Brysomme Mannen)”de Kuzey’in hissizliğin farkına varan bir adamın hikayesini incelikli bir mizah ile işlemiş.
Memleketi Norveç’te çektiği “Yumurtalar” ve ABD yapımı “Factotum”la ünlenen yönetmen Bent Hamer’in yalnızlık ve dostluk üzerine bir hikaye anlattığı “Mutfak Hikayeleri (Salmer fra kjøkkenet)” (2003) festivalin önde gelen yapımları arasında yer alıyor.
İsveçli yönetmenler Ola Simonsson ve Johannes Nilsson’ın kameraya aldığı bir başka mühim filmin adı ise Yaşamın Ritmi (Sound Of Noise)”. Gündelik eşyaları birer enstrüman olarak kullanarak sesleri yükselten müzisyenler ve peşindeki polisin hikayesini paylaşan bu çalışma, günlük hayatın ritmine ve seslerine karşı nasıl duyarsızlaştığımızı farklı bir dille aktarıyor.
“Buzdan Hayaller (Nói albínói)” ile birlikte ününe ün katan Dagur Kari, bir başka önemli eseri, 60’ların sinema anlayışından esintiler taşıyan, genç ve ayrıksı olmayı büyük bir incelikle dokuyan filmi “Tutunamayanlar (Voksne mennesker)” (2005) ile karşımıza gelecek.
70’li yılların İsveç sineması ile yükselişe geçen Roy Andersson’ın yönettiği "İkinci Kattan Şarkılar/ Sanger fran andra vaningen”da, felaketin eşiğindeki dünya ve insanlığın durumuna, 45 kısa öykücük ile taşlamalarda bulunuyor. Bu ilginç çalışma 2000 yılının Cannes Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü'nü paylaşmıştı.