Bugün vizyona bir Danny Boyle filmi girdi. Boyle alışıldığı üzere yine son filminin müzikleri konusunda tarzını korudu ve Trans'ın müziklerinde birkez daha Underworld ile çalıştı. 90'larda izlediğimiz Trainspotting'in müzikleri de çok dikkat çekmişti. Irvine Welsh'in romanından uyarlanan bu filme en uyan da hızlı ve estetik yoksunu müziklerdi. Boyle, filmde bir çok İngiliz sanatçıya yer verdi: Blur, Pulp, New Order gibi. Lou Reed ve Iggy Pop. Ayrıca filmde elektronik müziklerde kullanıldı.
Kumsal (The Beach)'da ise Boyle müziği filmin en önemli elementlerinden biri olarak görmeye devam etti fakat İngiliz sanatçıları bırakarak yerine Angelo Badalamenti'nin egzotik kompozisyonlarını kullandı. Bu filmde de yine elektronik müziği kullanmaya devam etti, hatta filmden en çok hatırlanan şarkı Moby'nin Porcelain'i oldu.
John Murphy ile bir kaç filme imza atan Boyle, Milyoner (Slumdog Millionaire)'de AR Rahman ile çalışarak Hint Müziğine geçiş yaptı. En İyi Müzik ve En İyi Şarkı dalında Oscar aldı. Bollywood tarzını diğer tarzlarla birleştirdi. Bir dağcının hikayesini anlatan 127 Saat (127 Hours)'te ise Dido ve İzlandalı grup Sigur Rós ile çalıştı.
Boyle filmlerinin müziklerini dinleyerek onun favori gruplarını belirlemek mümkün, Blur, Moby, New order. Fakat bütün kariyeri boyunca güvendiği bir grup varsa o da Underworld. Trainspotting'deki hit şarkıyla beraber grup her zaman Boyle'un filmlerinde yer aldı.