Bugün itibariyle beşinci gününe giren 66. Cannes Film Festivali’nde dün Joel ve Ethan Coen Kardeşler’in Altın Palmiye için yarışan son filmi Inside Llewyn Davis’in basın gösterimi ve ardından konferans söyleşisi gerçekleştirildi. Oldukça eğlenceli geçtiği gözlenen basın konferansında hem oyunculara hem yönetmenlere esprili sorular yöneltilirken gelen cevaplar da bir o kadar komik ve zekiceydi.
Basın konferansından ilgi çekici soru-cevaplar biri de yönetmenlere yöneltilen “filmin plotu yokmuş gibi gözüken bu film genel itibariyle zihninizde nasıl canlandı?” sorusuydu. “O şarkılardan, o dönemlerden ve adamlardan zaten etkileniyorduk ama araştırdıkça döneme ait öğrendiğimiz şeyler, bir kasabada bu müziklerin ortaya çıkış hikayesi gibi noktalar bizi film yapmaya doğru yöneltti.” Diyen Coen kardeşler “Ve evet, filmin plotu yoktu” esprisiyle de salonu güldürdü.
Bu filmin ekibinde neden görüntü yönetmeni Roger Deakins ile çalışmadınız? Sorusunaysa, “Yaklaşık yedi yıldır bitemeyen bir projede çalışıyor, açıkçası zamanlamalarımız uymadı, yoksa başka bir sıkıntımız yok.” Cevabını verdiler. 10 kez Oscar adaylığı olan ünlü görüntü yönetmeni Deakins daha önce Barton Fink’ten başlayarak Fargo, Nerdesin Be Birader?, Orada Olmayan Adam, Büyük Lebowski, İz Peşinde, Ciddi Bir Adam, Dayanılmaz Zulüm ve İhtiyarlara Yer Yok gibi hemen hemen tüm Coen işlerine görüntü yönetmeni olarak imza atmış bir isim.
Inside Llewyn Davis
Sete dair gelen bir soruya ise yönetmenler “Evet çekimler esnasında çok gülüyoruz, hatta bazı diyalogları bozduğumuz dahi oluyor” derken, filmin başrolü Oscar Isaac ise konu melankolik olsa da, ne ilginçtir ki yüzümüz hep gülüyordu” dedi.
Isaac’e yönlendirilen bir başka soru ise çok göz önünde olmamasına rağmen bu başrol başarısını neye borçlu olduğu soruldu. Oscar Isaac senaryodan çok beslendiğini ve abartısız sakin bir karakter yarattıklarını dile getirdi. Yönetmenler her gün çalıştığını ekleyen oyuncu müziğin de melankolik etkisinin de olduğunu söyledi. Coen Kardeşler ise bu karakter için “şöyle biri olsun” diye oturup konuşmadıklarını, senaryonun her şeyi onlara sunduğunu söylediler. Ardından da “Oscar kediden daha kolay yönetiliyordu” esprisiyle salonu bir kez daha kahkahaya boğdular. Ardından gelen bir soru üzerine yönetmenler 6 kedi ile çalıştıklarını ve köpek gibi yönetilebilen hayvanlar olmadığı için oldukça çok zorlandıklarını da eklediler.
Justin Timberlake'e yöneltilen bir soruda ise filmde alışılagelmiş yakışıklılığıyla değil komik bir karaktere bürünme fikri nasıl karşıladığı soruldu. Timberlake “İrlanda folk şarkıcılarından olan Paul Clayton'ın resmine bakarak canlandırdığı karakteri yarattıklarını dile getirdi; ardından sakalını beğendiniz mi diye espri yapmayı da atlamadı. Aşağıdaki videodan konferansın bu bölümünü izleyebilirsiniz.
Inside Llewyn Davis
Ayrıca Filmde söylediği şarkılarla öne çıkan güzel yıldız Carey Mulligann ise Coenlerin onu keşfetmediğini rolü kapmak için onlara şarkı söylediğini ifade etti. Oscar Isaac ise “Bence söylenen şarkılar çok önemliydi, karakterlerin özelliklerini ele veriyordu.” Sözleriyle Mulligan’ı destekledi.
John Goodman'ın sahneleri içinse İz Peşinde, filminde olduğu gibi içinde bir yol hikayesi de katmak istediklerini ve oyuncunun da bu role çok iyi oturduğunu dile getirdiler. Garrett Hedlund, Yolda filminden farklı olan ve film boyunca neredeyse hiç konuşmayan karakteri için “Gerçek hayatımda da iyi bir dinleyiciyimdir. John Goodman ile zaten aramızda baba oğul ilişkisi gibi bir durum var, bu yüzden de sahnelerimiz çok güzel oldu. Hayatımda en çok güldüğüm set de bu setti. Bu filmde yer aldığım için mutluyum” ifadesini kullandı.
Fotoğraf ve haber: Melis Z. Pirlanti.