160 milyon dolarlık dev bütçesiyle daha ön yapım aşamasında sık sık bahsetmeye başladığımız Büyük İskender, gişede harcanan paranın beşte birini bile zar zor toplayınca Oliver Stone'un bundan sonraki kariyeri konuşulmaya başlandı. Ünlü yönetmen Variety'le yaptığı görüşmede pişman olduğu noktalar olduğunu açıkça söylüyor.
''Eğer geriye dönebilseydim değiştirmek istediğim şeyler olurdu'' diyen Stone filmdeki hatalarını sıralamaktan artık kaçınmıyor ''Olayları daha düz bir çizgide peşpeşe anlatırdım herhalde, bir de anlatıcının konuşmalarını azaltırdım. Muhtemelen iki saatlik bir film olurdu ve özellikle hem Amerika'da hem de bu durumdan özellikle rahatsız olan Kore, Yunanistan gibi ülkelerde homoseksüellikle ilgili sahneleri filmden çıkarırdım. Sonuçta bu filmi izleyen çocuklar birbirlerine sarılan erkekler görmekten ya da ağlayan bir kralı izlemekten hoşlanmadılar''.
Filmin ortak yapımcısı Intermedia'nın başkanı Moritz Borman da hatalar yaptıklarının farkında ''Eğer aynı şeyi yeniden yapma şansımız olsaydı, kesinlikle daha fazla para bulur ve filmi bir yıl ertelerdim. Böylece Oliver'ın daha fazla ve daha iyi düşünme şansı olurdu. Hem de filmin açılışını, belki yarışma dışı olarak, Cannes Film Festivali'nde yapabilirdik. Belki Amerika'dan önce Avrupa'da vizyona girmeliydi.''.
Bundan sonraki projelerinden de bahseden Stone, uzun zamandır beklettiği The Fountainhead'in geleceğinden de kuşkulu. ''Büyük ihtimalle bu büyüklükte bir film yapamam, zaten yapmak da istemem. Düşlerinizi çok sık gerçekleştiremezsiniz. Ben bir kere gerçekleştirdim ve bundan sonra aynı şekilde çalışma şansı bulamazsam, öyle de yaşayabilirim. Belki de başka birinin senaryosunu çekerim, böylece en iyi yaptığım işi yapmış olurum''.
Kendinden bekleneni veremediği için üzgün olduğu açıkça belli olan Oliver Stone aslında filmine sürekli sahip çıkmıştı. Hatta İstanbul'dayken de sık sık dile getirdiği gibi, Büyük İskender'i biyografik bir epikten çok aksiyon dozu yüksek bir gişe canavarı da yapabilirdi. Ama her ne olursa olsun, stüdyoların bu film için harcadığı para düşünülünce yönetmenin de eksiklerini görmek zorunda olduğu açıkça ortada.
Sanem Türk