Türkiye'de Kısa Film denince akla gelen ilk isimlerden, 24 yıldır Uluslararası İstanbul Kısa Film Festivali’ni düzenleyen ve Altın Koza’daki kısa bölüm sorumlusu Hilmi Etikan, Cumhuriyet Dergi'ye kısa film hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye'de kısa filme artan bir ilgi olduğunu belirten usta sinemacı, bu durumun niteliğe pek de yansımadığını söyledi. Yurtışındaki profesyonel örneklerle karşılaştırıldığında ülkemizde çekilen kısa filmlerin amatörlüğünden dem vuran Etikan, "Bizdeyse kısa filmlerin yüzde 90’ını öğrenci filmleri oluşturuyor. Ancak onlar kısa film değil, eğitim koşulları nedeniyle süreleri kısa olan filmler. Yine de iyiler de çıkıyor." dedi.
L. Rezan Yeşilbaş “Sessiz-Be Deng” isimli kısa filmiyle Cannes Film Festivali'nden ödülle dönmesini önemli bulduğunu dile getiren Etikan, Türkiye'nin uluslararası alanda yavaş yavaş ses getirmeye başladığının altını çizdi.
"Bugün Türkiye'de kısa film çekiliyor ve bazıları bir yere ulaşıyorsa bu sadece yönetmenlerin çabasından. İnsanlar ya kişisel ilişkilerini kullanarak oradan buradan para buluyor ya da sektörde çalışarak, oranın ışığını, kamerasını kullanarak çekiyor filmleri. Destek veren kurumlar yok. Şu an sadece Kültür Bakanlığı destek veriyor ama cüzi" diyen Etikan'ın bir de önerisi var: "Sinemalarda uzun metraj öncesinde bir kısa film gösterilerek, kısa filmcilere de gelir sağlanabilir."
Röportajın tamamını 24 Haziran Pazar günkü “Cumhuriyet Dergi”de okuyabilirsiniz.